Yabancılar bazen sosyal deneyler yapıyorlar. Bi tanesinde ayni adam sırasıyla dilenci kıyafeti ve takim elbise giyiyor. Her iki seferde de yolda giderken takılıp düşüyor. Dilenci kıyafetli iken kimse yardim etmezken takim elbiseliyken hemen yardıma koşuyorlar. insanlık kıyafete bağlı kalmis.
Erkekler icin cok sey degistirir benim icin eger kirli falansa cok sey degistirir cok severim kirli pasakli insanlari ama ter kokmasinlar lutfen mesela gomleginde yag lekesiyle dolasan bir adam gorursem asik olabilirim adam takmiyordur kimseyi.
bir sosyal deneyde orta yaşlı kel bir adamı -bu adam milyoner yanlış hatırlamıyorsam- kot pantolon ve tişört giydirip yoldan geçenlere soruyorlar: sizce kaç yaşında, ne iş yapıyor ve yakışıklı mı?
ilk tahminde adamın kırklı yaşlarında, memur ve kesinlikle yakışıklı olmadığı söyleniyor.
ikinci aşamada aynı eleman takım elbiseyi çekiyor ve cevaplar: otuzlu yaşlarında, bir şirkette yönetici ve karizmatik olarak değişiyor. hatta bir bayan arkadaş onunla bir akşam yemek yemek isteyebileceğini bile ekliyor.
sözlerini nasrettin hocanın ye kürküm ye deyişiyle sonlandırırken buradan samsundaki teyzemlere selam gönderiyorum.
işe gidip gelirken hep yaşamışımdır. ne zaman salaş, sıradan giyinsem hiç bir şekilde dikkat çekmiyorum. ama azıcık dikkat ediyim kıyafetime ve topuklu ayakkabı tamamlayıcısı olduğunda, yol vermeyen adamlar yol veriyorlar, trafik tıkanık yine de buyrun diyor* bankaya gidiyorum, işlem gözlerimin içine bakılarak yapılıyor, bir şey içer misiniz falan bir itibar, bir ilgi.. aksi takdirde yüzüne bakmadan işlem yaparlar. bir şey sorarsın duymazlar.
önyargılıyız malesef. bir gün bakıyosun gariban gibi dolaşan adam azıcık kendine çeki düzen verdiğinde, ' oo efenim size şöyle alalım '. dün yüzüne bakmadığını bugün baş tacı yapıyorsun. oluyor bunlar malesef.
Sadece insanların sana bakış açısını değil, senin kendine olan bakış açını bile değiştirebilir. Şık ve kaliteli giyindiysen kendine güvenin gelir, daha farklı bakarsın kendine.