her türkiye cumhurieyti vatandaşının beklediği gibi anayasamızda bulunan devletin yükümlülüklerini yerine getirmesini bekler. yoksa yeni bir yeniçeri sınıfı mı çıktı? devlet kürtler içindir diyen bir mantık mı oluştu?
tanım: kürt halkına dokundurmak mahiyetiyle açıldığını belli eden başlık.
"vatandaş" diye nitelendirdiğimiz kişiler ne isterse onu isterler.
anlıyorum bazılarımız güdülmeye alışkınlar rahatsız olmuyorlar ama insani vasıfları, özellikle düşünme yetisine sahip kişiler geçmişle geleceği mukayese ederek şimdiki zamanı farkında olarak yaşamasını bilir; fakat öyle insanlar yetiştirmeye başladık ki hak talebine bölücülük, vatan hainliği gözüyle bakmaya başladılar.
hele bi sakin olun, biz de sınırların veya herhangi bir ikinci devletin varlığı taraftarı, şakşakcısı değiliz ama kişilerin sorunsuz olarak hayatlarını sürdürebilmesi için gerekli insani haklarının sonuna kadar mücadelesinin de destekçisiyiz.
mesela kürdistan kurulsa türkiye'den kaç kürt gider? hatta kuzey ırak'ta bölgesel yönetim var, kaçı gidiyor oraya? hiç?
peki o zaman istenen nedir? özgürlük eşitlik martavalı atmasın bana, ilk entry de anlattım zaten. adam gibi işine bakan adam muamelesi görür bu ülkede. adam değilsen kürtlüğünü bahane etme!
türkün sahip olduğu her hakka sahipken hala ikilik yaratmaya çalışıyorsa hala bölücülük yapan kürtlerdense belasını ister ve umarım yakın zamanda da bulacaktır....
türkiye'nin ulus devleti olduğunu hatırlayıp kökencilik oynamayı bir tarafa bıraksak iyi olacak ancak madem konu açıldı; kürt denilen kimse türk devletten ne istiyorsa ancak onu isteyebilir. ne az ne de çok. çünkü hakkı hukuku türkiye cumhuriyetinin hiçbir vatandaşından farklı değildir.
istediğini alamadığı zaman türk nasıl ki dağa çıkmıyor mazlum edebiyatına başvurmuyorsa kürt de dağa çıkmayacak askerine siviline kurşun sıkmayacak emperyalizme sokakta küfrederken kuytu köşede uşağı olmayacak.
kürtün devletten beklentisi olabildiğine göre en nihayetinde devletin de kürtten beklentisi olabilir.
artan terör olayları ile tekrar gündeme gelen, milletin her ferdinin zihnini meşgul eden sual. istedikleri şefkat, sevgi, adalet, eşitlik, barış, haklar gibi kalemlermiş.
biz devleti baba bildik, yeri geldi mi döver dedik, onlar şefkat-ı maderane bekliyorlar.
biz devletten sevgi görmeyi aklımızın ucundan geçirmedik, devlet aşkımız her daim platonik oldu, onlar devlet baba bizi sevsin istediler, biz bizi s.kmesin yeter dedik.
biz devletin dediğini adalet bildik, şeriatın kestiği parmak acımaz dedik, onlar avrupa kapılarında devleti şikayet edip, babasını mahallenin abisine şikayet eden çocuk oldular.
biz her daim kendimize müsavi gördük, onlar her daim mağduriyet politikası ile elde silah özgürlük avına çıktı.
barışın olmamasının sorumlusunun ise eline silah almaları olduğunu görmediler.
çok da uzamaz gençler merak etmeyin, devletin bizzatihi kendisini istediler.
not: kastedilen kürtler tanımda bahsi geçen "özgürlük, eşitlik diye sokaklara fırlayıp polise taşlarla sopalarla saldıranlar" guruhudur. evet, onlardır ve ötekilerdir.
sözlüğün en boş, en düz, en nefret ettiğim yazarı bile kürtlerin üstüne oynamaya başladı. doğuda sular bir türlü durulmuyor. türk ordusu doğu'da ve kuzey ırak'ta terörist avlıyor. teröristlerin derdi belli. ama ben ''pkk ile alakam yok, terörist değilim, sıradan bir vatandaşım'' diyen bir kürt vatandaşının devletten ne beklediğini merak ediyorum.
zira bir çok kürt arkadaşım var, işinde gücünde. kimisi fakir, kimisi zengin, kimi işçi kimi memur. aynı okulda okuduk bazılarıyla. aynı ortamlarda eğlenip aynı derslerden kaldık/geçtik. en önemlisi kurtuluş savaşı'nda dedelerimiz birlikte ölmedi mi? hiçbirinin devletle problemi yok. kendilerinden kürtçe kelimeler bile öğrendik. ailecek gidip geldiklerimiz bile var.
ama özgürlük, eşitlik diye sokaklara fırlayıp polise taşlarla sopalarla saldıranlar ne bekliyor devletten aslında? ne özgürlüğü istiyorlar, kime eşit olmak istiyorlar?
editsel not 1: kürt arkadaşlarımızla ilişkilerimizden bahsederken şunu bile, bunu bile yaptık gibi ifadelerden yararlandım. bu anlattıklarım benim için gayet normal ilişkilerdir. bile ile anlatmam sanki aslında olmayacak bir şeyi yapmışım gibi bi anlam katmış. kastım normal olanı anlatırken konuya dikkat çekmekti. yanlış anlaşılmasın.