bir köpeğin yapabileceği en büyük şerefsizlik

entry49 galeri14 video2
    1.
  1. misafirliğe gittiğin evde hafifçe okşarken üzerine birden havlamasıdır.
    (bkz: renk değişir)
    (bkz: it oğlu it)
    0 ...
  2. 2.
  3. kalabalık bir ortamda bacağınıza atlayıp, bacağınızla çiftleşmesi. rezil eder cümle aleme, büyük şerefsizliklerden biridir.
    3 ...
  4. 3.
  5. kız arkadaşının yanında seni kovalayıp kızın yanında küçük düşemene sebeb olması.
    3 ...
  6. 4.
  7. rot cinsi köpeklerin çok kıskanç olduklarını duymuştum. hatta kendisinden sonra bir bebek sahibi olunursa, köpek bebeği çekemiyor hatta öldürebiliyor. şerefsizliğin daniskasıdır herhalde.
    1 ...
  8. 5.
  9. tatile giderken köpeğin, yolda onca araba varken gelip sizin arabanızın önüne atlaması, bu yüzden kaza yapmanız ve tatilin başlamadan zehir olması.
    2 ...
  10. 6.
  11. odanızı dağıtması, yere bıraktığınız bir çantaya yada poşete çiş yapması, dışarıda saatlerce gezdikten sonra eve geldiğinde tuvaletini yapması.
    0 ...
  12. 7.
  13. canının sıkılması ve akabinde odanıza girip bütün çizimlerinizi parçalaması.
    0 ...
  14. 8.
  15. gezdirirken itina ile boka basılır akabinde üzerinize atlanır . bok içinde bırakılmış sahibe bakıp eser ile gurur duyulur . zannımca daha pis bir şerefsizlik olmaz .
    3 ...
  16. 9.
  17. Gözleri görmeyenlere yardım eden bir köpeğin bilerek ama ya acı çektirmesidir. Belediye çukuruna düşürür,direğe çarptırılır...
    1 ...
  18. 10.
  19. 11.
  20. soylu bir köpek düşünelim. kendisini bütün köpeklerle bir tutuyor, kendi aslını ve ırkını; asaletini inkar ediyor, hatta kendisini fino zannediyor; ve hatta finoların haklarını korumaya çalışıyorsa, o köpek en şerefsiz köpektir.
    3 ...
  21. 12.
  22. patronun köpeğini bafilemesi yada bacağınızla cinsel ilişkiye girmek istemesi.
    0 ...
  23. 13.
  24. insanların en iyi dostu köpeklerdir... nah öyledir!

    nefret ediyorum köpeklerden. kahrol al sana poke!

    oysa öyle miydi küçükken? ne çok severdim köpekleri oysaki.. hep o ibne komşular yüzünden hep..

    bizim bakkalımız vardı. üç tane de köpeğimiz. şimdi sen soruyorsun bakkal ve köpek ne alaka amk diye. dur anlatayım.

    bir av köpeği, bir kangal köpeği bir de sokak köpeğimiz vardı. ne çok severdim onları her gün yıkardım gezmeye götürürdüm vs vs. ancak kıl komşular babama her gün şikayet ederdi..

    +senin bu deli oğlan köpekleri seviyor sonra gidip bakkaldan ekmek alıyor
    -ya o bakkala girmiyor ki?
    +bakkalın köpeği mi olur muş?
    -ne yapalım ya çocuk çok seviyor
    +verin başkasına!!

    baya bu işe direnmiştim ancak sonraları babam daha fazla dayanamadı ve üç köpeğide arkadaşına verdi.. ondan sonra ben de köpeklere karşı bir nefret oluştu.. onların da bana tabi.

    beni gören her köpek ististanız bana saldırmaya başladı. en uyuz köpekler dahi beni görünce canavar oluyordu..

    köpekleri artık sevmiyorum nefret ediyorum onlardan. onlarda benden nefret ediyorlar tabi. bir köpekten daha kötü bir şey varsa o'da iki köpektir azizim.

    bu arada bir olay anlatacaktım ama entry uzun oldu lan olaya giremedim. içimde nasıl bir nefret var ise.

    neyse olayı anlatalım belki okuyan olur merak eden olur deyüü;

    bir gün hastaneye gitmem icap etti rapor almak için ve hastane ile bizim ev arası 3 kilometre falan. ben bedensel engelliyim ve elektrikli sandalyem var. olm yanlış anlamayın işte akülü sandalye dügmeye basıyorsun gidiyor * neyse işte.

    babama dedim sen otobüsle git hastaneye ben yolu nasılsa biliyorum yavaş yavaş gelirim boş yere yürüme.

    sabahın körü lan!

    babam otobüsle hastaneye gitti ben tıngır mıngır gidiyorum falan.
    dükkanlar daha yeni yeni açılmaya başlıyor falan.
    bir arsanın önünden geçiyorum.
    bir tane köpek hav diye havladı * şerefsiz, peşinden hav hav hav hav deyüü 7 8 tane kopek etrafımı sardı şerefsizler nasıl havlıyor. ödüm bokuma karıştı. yolun ilersinde bir tane adam var ondan başka kimse yok..

    +abiiiiiiiiiiiii abiiiiiiiiiiiii köpekkkkkkkkk abiiiiiiiii
    -vınnnnnnnnnnn

    şerefsiz kaçmıştı *
    neyse efendim baktım olmayacak köpekler ufaktan ufaktan ısırmaya başladı başlayacak. yiyecekler beni orada.

    yola sürdüm akülü sandalyeyi bir arabanın önüne. araba mecbur durdu o arada bir dükkandan bir adam çıktı elinde sopa köpeklere bir girişti * içim yağları eridi dostum..

    benim rengim atmış tabi su verdiler falan kendime geldim.

    hastaneye gittim babama olanları anlattım. geri döneceğiz.

    +baba aq yalnız gitmem sende benimle yürüyeceksin.
    -o köpekleri göster bakayım bana oğlumu korkutmak ne demekmiş göstereyim (gülüyor)
    +ben ölecektim adam dalga geçiyor yaaa
    -bir şey olmaz be korkma

    babamla birlikte gelirken..

    la la la köpekler geliyor

    bir korktum aq elim ayaşıma dolaştı ölüyordum az daha. şakaymış aq.

    eve döndük sonra tek başına bir daha bir yere gitmedim..

    bu da böyle bir anıydı işte.. köpekleri sevmiyorum.
    5 ...
  25. 14.
  26. telefonun usb kablosunu kemirip koparmasıdır. *
    2 ...
  27. 15.
  28. 16.
  29. bu başlığı açtırmasıdır.
    0 ...
  30. 17.
  31. boynunuza ip bağlayıp arabanın peşinden koşturmak.

    aa dur onu insan yapıyodu demi...
    3 ...
  32. 18.
  33. 19.
  34. parkta banka oturumuş sigara içerken lanet olasıca köpeğin gelip geleceğinizi saniyeler içinde ağzına alıp hemen bırakmasıdır. başıma geldi. çok kötü tırstım. bir de kendi köpeğim. bunu yapacağı hiç aklıma gelmezdi.
    2 ...
  35. 20.
  36. çömelmenize rağmen ısırması. sözleşmeye aykırı hareket.
    1 ...
  37. 21.
  38. sevgilinin yanında büyük bir haşimle üstünüze koşmasıdır.
    1 ...
  39. 22.
  40. caddenin orta yerinde sevişmek. evet evet ben gördüm bunu, yapıyor itoğlu itler böyle şeyleri.
    bir yaz günüydü. arkadaşıma gitmek için yürümeyi seçtiğim caddeye gelmiştim. tam karşıya geçmek için rutin sağa sola bakma ritüelini gerçekleştiriken anaam o da ne? araçlar korna çalıyor, dükkan sahipleri kovmaya dolayısıyla ayırmaya çalışıyor nafile. iki köpek temmuz sıcağında caddenin orta yerinde halvet oluyor. ben bir yandan temmuzun sıcağı bir yandan bu utanmazların marifetiyle kızarmış ve de utanmış vaziyette kuyruğu kıstırıp gittim. ama muhabbetler kulağımda ve umursamadan sevişmeleri görsel hafızamda .

    - hoooşt ayrılın ulan hooşt.
    + la aamet abi la bırak keyfini sürsün it.(pis pis sırıttığı ses tonuna yansımış yavşağın)
    - olm dükkanın bereketini kaçırcak bu itler gitsin başka yerde yapsın hooşt lan bi daş vering bene.
    + la aamet abey sen karının koynundan govsalar giderming bırak elleşme hayvana hııhahahah
    - ülen laf yetiştirme bene gov şunnarı deyon duymeyong mu sen benee (iicene hiddetlendi, ama diğeri koptuu gitti)
    + ben olsam ayırmaya kalkanı ısırırın abey onun içün ben ayırmam kusura bakma hıhahahah, sen ayır ayırabiliyosan.

    eminim o muhabbet daha gelişti ben tabana kuvvet tazı misali uzaklaştığım için duyamadım.
    ama ne zaman o yoldan geçsem hep aklıma gelir o iki utanmaz dogy.
    11 ...
  41. 23.
  42. şerefsizlikte insanlar ile yarışacak hiç bir köpek yoktur.
    0 ...
  43. 24.
  44. çiftleşme döneminde bacağınızı 1 saat boyunca rehin almasıdır. bizzat yaşadım. ecel terlerinin anlamını o an öğrendim. hele köpek bide pitbull olunca, harbiden korkuyor insan.
    0 ...
  45. 25.
  46. sabahın köründe, en tatlı uyku saatlerinizde ve böylesine bir fedakarlığa hiç de alışık olmadığınız halde, sırf bir tanışma ortamı yaratmak üzere, zarif komşunuzun ardından, köpeğinizi gezdirmeye çıkmışsınız. tanışma esnasında söyleyeceğiniz ilk sözlerin önemini bilerek onları, kafanızda kurgulamaya çalışırken bir de bakıyorsunuz ki sizin 'efe', komşunun 'leydi'sini çoktan altına almış.

    leydi'nin gözleri faltaşı gibi. zavallı hayvan neye uğradığını şaşırmış bir halde, kısık kısık havlıyor. basit bir durum değil! tam anlamıyla, orantısız bir güç kullanımı söz konusu. komşunuz, çığlık-çığlığa.

    hayallerin kabusa dönüştüğü bir andır bu. belki de anlamsızdır lakin, onu her gördüğünüzde garip bir utanç duyarsınız. sanki eylemi gerçekleştiren, sizmişsiniz gibi.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük