çok üzücü bir durumdur. benim gibi parası olmayan ama aynı zamanda okumayı seven bir insanın vicdan muhasebesi yapmasına sebep olur. korsan alsan yazarın emeğine yazık orjinal alsan evde yemek yok. çık çıkabiliyorsan işin içinden.
20 lira bir kitap için ortalama bir fiyattır. eğer kitabın içeriği, konusu, teması hakkında bilginiz yoksa, 50 sayfa okuyup bırakacaksanız pahalıdır ama kitap okumak bu değildir. bu sadece kitaba özgü değildir. gittiğiniz filmin konusu hakkında bilginiz yoksa, sadece afişine bakarak giderseniz sinemaya verdiğiniz parada çok gelir. ama güzel olduğunu bildiğiniz, ilginizi çeken filme giderseniz verdiğiniz para aklınıza bile gelmez. ayda sadece okumak için 10 tane kitap okuyan kişiye göre 20 liraya kitap pahalıdır, ama ilgisini çeken kitapları okursa çok uygun bir fiyattır 20 lira.
ayrıca şu konuşma vardır meşhur.
- kaça aldın bu kitabı ?
+ 20 lira.
- 20 ? orjinal mi ?
+ evet
- niye orjinal aldınki, 5 liraya bulunuyo korsan olarak.
buradan sonra ne deseniz boş. ayda okuduğunuz kitap ikiyi geçmez, biraz daha para vererek paranın gerçek sahibine gitmesini sağlamak kimseyi maddi sıkıntıya sokmamalı.
"Emeğimin karşılığını alıyorum" diyen yazarların uydurmasıdır. Şahsen yolun henüz çok başında nacizane bir yazar olarak, kitaplarımı bastırtmak istediğimde gördüğüm bir gerçektir ki, toplanan tüm meblağanın büyük kısmına basım ve dağıtımevleri çöreklendiğinden, para kaldırmak isteyen yazarın alıcıya geçirmekte karar kılmasıdır.
Sonra daha sorarlar, neden Türkiye'de okunmuyor kitaplar!
hadi maddi olarak ağır geldi diyelim, kıyamadın da alamadın 20 lirana. 20 lira değil de 5 liraya sahaftan 2.el alabilirsin kararlıysan okumaya. hadi 5 liraya da kıyamadın; kütüphaneler bomboş bu ülkede. çoğu kütüphane hiç bir ücret talep etmeksizin kısıtlı bir süre için size kitap verebilmekte.
kitap okumak istemiyorum, sevmiyorum diyen insan en azından dürsüttür. ama bahaneler sunmak cidden acizce bir durum.
asgari ücretle çalışıp iphone kullananların olduğu bir ülkede çok bulunması ironiktir fakat bunda insanları bir suçu yoktur kapitalizmin şerefsizliklerinden yozlaştırmalarından biridir bu.
Avrupa ortalamasına göre oldukça düşük olan fiyattır. Kitap, sanattır. Sanat, emektir. Bu eğer 20 liraysa ülke cennettir.
Ülkemizde bir çok insan her şeyi bedavaya getirmeyi alıştığından dolayı yüksek olan fiyattır 20 lira. O devir bitmiştir. Ben okumaya karar vermişim ya kitapta bedava olmalı, ayağıma gelmeli devirleri bitmiştir. Sevdiğiniz, bayıldığınız kapitalizm budur. Buyurun!
Ondan sonra da yok yapılan araştırmalarda ülkemizin okuma oranı şu kadar az çıkmışta. Ulan insaf be adam 20 liraya 1 hafta ekmek alır gider. Böyle de düşünmek gerek ama tabi okuyacak olduktan sonra bin bir türlü yol var kütüphanesi var cartı var curtu var aman neyse çok uzattık zaten ama 20 lira gerçekten fazla yazar olsam kendi yazdığım kitabı almam 20 liraya o derece hoşuma gitti lan bu başlık allah durdurun lan yazmaktan kendimi alamıyorum nvnvsjnbdbnmnbömxbvbdzsb......
bir malbuşun 9 lira olmasının yanında ucuzdur. en ucuz sigara 5 liradır, 4 günde 4 paket yapar 20 lira. matematik hocası gibiyim değil mi? * normaldir ancak insanlar önceliklerini hep gereksiz şeylerde kullanır. bende yapıyorum bazen kendimde dahilim buna. 25 liralık kitaba pahalı deyip almıyorum, sonra günde 2 paket sigara alıyorum. gidiyor 10 lira.
şöyle kallavi bir kalınlıkta, güzel de içeriği olan bir kitaba biçildi ise az bile olan pahadır.
kitabın 20 lira olması zor bir konu. özellikle benim de yayınlanmış kitabım varken ve yazmaya da devam etmeye niyetli iken üstelik. oysa bu tavuk ve yumurta denklemi gibi. yayınevleri yüksek fiyat biçiyor çünkü okuyucu az. okuyucu fiyatlardan şikayet ediyor çünkü baskı sayısı az, dolayısı ile maliyet yüksek. korsan mevzusu var bir de.
ben bir çok güzel an yaşadım hayatımda, bir kısmı da kitap okurkendi. normalde bunu söylemekten utanırdım ama kimden çekineceğim? evet deli gibi seviştiğim ve hiç unutamadığım sevişmelerim oldu. gezdiğim tozduğum, değişik yerleri gördüğüm, farklı lezzetleri tattığım anlarım oldu. faust'un kaçındığı gibi "lan bu an hiç bitmese olmaz mı?" dediğim anlarım oldu. hepsi de güzeldi.
tabii kötü anlarım da oldu, ama onlar bunun konusu değil. iyiden çok kötü oldu belki de. neyse. iyiler konumuz. sonuçta bir sürü iyi anlarım oldu ve iyilerden bir kısmı da kitap okurkendi. kendi başıma, yazarla başbaşa.
işin aslı şu: çok fazla kitap yayınlanıyor ve çok azı bu paraları hakediyor. benimki de hakediyor mu bilmiyorum misal, kendimi değerlendirmekten acizim. ama sektörün yürümesi için şu an bu paralar gerekiyor. belki ileride işler değişir, insanlar daha çok okur hale gelir, ki ben hiç sanmıyorum onu. herkes yazar ama okur nerede, okur yok. ama herkes yazıyor. bilmem ne dörtlemesi, bişey beşlemesi, bir kıl güncesi. herkes yazıyor.
ama onlar da okumuyor, yazdıkları da okunmuyor. sorun burada.
kitap satış oranlarının neden bu kadar düşük olduğunu açıklayan durumdur. 20 tl'lik bir kitabı elbette ki insanlar satın almak istemez. fakat burada şu soruların devreye girmesi gerekir: kitap gibi kimilerine göre( ben de dahil) temel gereksinim kategorisine sokulabilecek bir ürünü dahi alamayacak kadar yoksulsak, bu yoksulluğun sebebi nedir? kim beni bu kadar yoksullaştırdı? bu gibi sorular sömürücü egemenleri elbette ki rahatsız eder. belki de kitap fiyatlarının bu kadar yukarılara çekilmiş olmasının bir sebebi de budur: insanların bu tip sistem sorgulamalarına kalkışmasının önüne geçmek, insanın düşünsel faaliyetlerde bulunmasının önünü açacak olan kitaplarla haşır neşir olmasını engellemek.
en son aldığım beş kitaba verdiğim 90 tl ile ne yapabilirdim? diye düşündüğümde, o kitapları okuduğum an'ın zevkini 90 tl değil, yanına birçok sıfır bile eklendiğinde o zevki maddiyatın yaşatmayacağını bilerek okumak, kişinin kendi egosuna ayrı bir zevk katıyor. ve bugün bir kitapçıya gittiğinizde 5 tl'ye bile kitap satıldığını görebiliyorsunuz.
aslında burada biraz da suç yazarda aranmalı, bugün popüler bir yazarın kitabevi ile fahiş derece de, miktarlarla anlaşması birçok kitabın da yüksek fiyatlarda satılmasına neden oluyor. popüler yazarların kitapları çıktıktan sonra dağıtımını yapan kitapevleri'nin reklama verdikleri paralar da bu fiyatlara dahil oluyor.
sunucu; kitabın satışı nasıl şu anda?
yazar; ben ilgilenmiyorum o işlerle dağıtımcı firma da durum nedir inanın bilmiyorum.
yani ben anlaştım paramı da aldım, satarlar satmazlar kendilerinin bilecekleri iştir.*
bu muhabbete tv de birçok kez şahit olduğum için yazarın olaya maddi bakması da ayrı bir sıkıntıdır. birde bunu yazarın kendi ağzından dinlemeniz insana ayrı bir üzüntü veriyor.
insanı kütüphane'ye yönlendiren sebeptir. Ayrıca ülkemizde "pes" oyunu 150 tl civarı. Türkiye'de kim bir oyuna bu kadar para verebilir ki? Bir kitaba 20 lira yada bir oyuna 20 lira verirsek istediğimiz şeyleri okuyamaz ve oynayamazdık.