iki defa okumak... bazen ikinci okuyuşta hayal kırıklığına uğrayabiliyorsunuz.. O muydu yanımdan geçen o muydu beni farketmeyen, saçlar ağarmış, omuzlar düşmüş.. şarkısı gibi o muydu önemli bulduğum kitap, o muydu değerli bulduğum yazar diyebiliyorsunuz.. Reşat Nuri Güntekin gibi.. Bazen de fark etmediğiniz yeni güzellikleri buluyorsunuz kitapta... bazen o güzellikleri sindire sindire tekrar okuyorsunuz...
yıllar, insanın kafa yapısını, düşüncelerini ve duygularını çok fazla değiştirebiliyor. bu nedenle bir kitabı ikinci kez okumak insana ayrı bir haz verebiliyor. tabii kitabın kalitesi de çok önemli. boş bir kitabı 10 kere de okusanız size yeni bir şey katmayabilir.
vakit harcayacak olsa da, mantıklı bir eylemdir. tekrarlanan bilgiler hafızada daha kalıcı olur, daha fazla kitap okuyup tekrar eski kitaplara dönülünce, o kitapların geçmişte anlayamadığınız, gözden kaçırdığınız veya üstünde iyi duramadığınız kısımlarını da daha iyi anlamış olursunuz.
(bkz: sefiller)
(bkz: soytarı)
(bkz: fareler ve insanlar) fareler ve insanlari ikinci defa okurken betimlemeleri okuyunca zihnimde eskisi gibi canlandi ciftlige ikinci defa gidiyormusum hissi uyandi.
ilk seferinde olayları çabucak öğrenmek ve kitabın sonuna erişmek için dikkatsizce yapılan eylemin, ikinci okumada detayları daha iyi özümseyerek okunmasıdır. çok gerekli ve faydalıdır. özellikle siyasi komplo kitaplarında...
çok sevilen bir kitabı tekrar tekrar okumanın yanında klasik eserler için önerilen bir davranıştır. insanın yaşı ilerleyip yaşanmışlıkları arttıkça hayata bakışı, olayları, düşünceleri algılayışı da farklılaştığından klasik eserlerin 40 yaşından sonra bir daha okunması tavsiye edilir ki gerçek değeri tam anlamıyla anlaşılsın ve olgunluk çağında da insana önceden fark edemediği kapıları açsın.
uzun süredir görüşülemeyen eski bir dosta sarılmak gibidir. bir yandan özlem giderirken, öte yandan da yeni yaşanmışlıklar eklenir dostluğa. hoştur, ilk okuyuşta gözden kaçırılmış bir ayrıntıyı ikinci okuyuşta keşfetmek, tatlı tatlı gülümsetir çoğu zaman.