ancak ve ancak ilkler ülkesi, canımız ciğerimiz türkiye'de gerçekleşebilecek bir hadise. -ki gerçekleşti zaten-
demokrasi demokrasi diye yırtınanların, resmen faşizmin dibine vurduklarının bariz kanıtıdır bu durum.
fakat ne gam? dünyadan bihaber bir millet, yalnızca aç karnını doyurma derdinde olan ve sabah akşam tv-pc ekranlarına kilitlenmiş, gelmişini geçmişini çoktan unutmuş, geleceğinden çoktan vazgeçmiş bir millet söz konusuyken ne gam ey arkadaşım?
boş kafaların içinden, olmayan beyinler toplatılmış ve bok çukurlarına doldurulmuşken, daha basılmamış bir kitap toplatılmış çok mu?
kaldı ki, yabancısı olduğumuz bir şey de değil hani;
--spoiler--
1940ların sonunda aziz nesinin sabahattin ali ile birlikte çıkardığı mizah dergisi marko paşanın da neredeyse her sayısı yasaklandı, toplatıldı. öyle ki dergi bir sayısını şu ibare ile çıkardı: ne gün fırsat bulursa o gün çıkar, çıktığı gün saat 8 ile 9 arası satılır, 9da toplamaya başlarlar. türkiyedeki demokrasinin ve basın hürriyetinin miyarı olan böyle bir acayip mizah gazetesidir. aziz nesin de kitapları nedeniyle sık sık yargılanan yazarlar listesinin başında gelir.
--spoiler--
zaten bizim milletimiz bir şeye alışmışsa, artık o konuda yapacak bir şey yok demektir. birkaç kişi itiraz eder, bağırır çağırır, sonra birileri gelir onları da toplar, doldururlar bir çuvala, sonra haydi geçmiş olsun.
hani demokrasi, nerde adalet?
aman boşver, yetmez ama evet...