kendileri yaklaşık sekiz aylık bir dişi olup, kızım, kedi, yavru, lan, hoop şeklinde isimlendirilerek çağrılmaktaydı. eve gelen bir misafirim, bu minnoşun adı ne diye sorunca, yok dedim, kahramanlık yapmasını beklediğimi söyledim.
geçenlerde terasın perdesini açık bıraktığım sıcak bir gece vaktinde içeriye osuruk böceği adını verdiğimiz şu yeşil ve kahverengi tonlarda renkleri olsan sevimli ama kötü kokan böceklerden girmiş.
evin içinde bizim bu kedi hop hop zıplıyor, böceğin peşine düşmüş, pati sallıyor falan, geçtim kenara izliyorum. böcek lambaya tırmanıyor, bu da bir yükseltiye çıkıyor, izliyor bunu falan... bildiğin aslana bağlamış yani.
cansız böceğin bedenini terasdaki çiçeklerden birinin dibine gömdük, kapattık konuyu.
osuruk canavarı ismini almanın mutluluğuyla nasıl geriliyor pezevenk, havalar falan, çelme takmalar, pis pis dudağının bir kenarını büküp müstehzi gülüşler...