Bir insan asla kendinden zayıf bir canlıya zarar vermemeli. Hayvan, insan farketmez. Bir hayvanı sevmeye mecbur değilsiniz, hatta sevmemek gayet doğal hakkınız ama bu o hayvana zarar verebileceğiniz anlamına gelmez.
tekme atmak bir dereceye kadar anlayışla karşılanabilir. peki ya tokat atmak? evet tokat. kediyi insan yerine koyup da bir tokat atanınız çıktı mı bu dünyada. ben ne gördüm ne de duydum.
bir akşam vakti,
dönerken evime,
usulca yaklaşıcağım,
insanca bakacağım,
yüzüne,
yanan gözlerine,
miyav dese bile,
gözlerimi kırpmadan
akş edeceğim,
avucum ayasını,
kedicağızın yüzüne,
miyav dese bile
tırmalasa da beni
kaçsa da benden
insan yerine koyacağım kediyi,
çekip gideceğim sonra.
yüzümde bir cırmık izi...
ayrıca hiç öyle "tey tey çocuktuk masumduk" ayaklarına kanmadığım eylemdir. kedi tekmeleyen çocuk gördüğümde kulaklarını kızartana kadar çekerim şahsen.
Çocukluğumu hatırladım.
Sur içinde bir mahallede,
Sokaklarda geçmişti çocukluğum.
istanbul bu denli kirlenmemişti daha.
Komşuluk vardı.
Sokaklar temizdi.
Hava karanlıkları tekinsiz rüzgarlar estirmiyordu.
Kavgalarıyla, oyunlarıyla sürüp giden çocuklar vardı mahallelerde.
Top oynayabilecek arsalar da tükenmemişti daha.
Çeşmelerden temiz sular akıyordu.
Arkadaşım Ramazan'ı görmüştüm bir anda.
Bir kediye eziyet ediyor.
Kuyruğunu çekip sallıyor, oradan oraya tekmeliyor.
Atıldım birden.
Ramazan ile kavgaya tutuştuk.
Saatler süren bir kavgaydı.
Bütün mahallenin çocukları oturmuş bizi izliyordu.
Ramazan ile bir türlü yenişemiyorduk.
ikimiz de yorulduk sonra.
Yan yana çöktük ama hala oturduğumuz yerden vurmaya çalışıyorduk birbirimize.
Kedi kurtulmuştu.
O gün başlamıştı kedileri kanatlarımın altına alışım.
Sokağımızda boş bir dükkanımız vardı.
Sokakta o dönem sayıları artan kedileri o boş dükkanda beslemeye başladım.
Evden süt ve kıyma aşırıyordum
Dedemden, babamdan, annemden, ananemden ayrı ayrı harçlık alıyordum kedilerim için.
Zamanla tepki de almıştım evden.
Ama yılmadım.
Sayıları gittikçe arttı kedilerin.
Neredeyse elli civarında olmuştu her gün düzenli beslediğim kedi.
Acıkan kediler boş dükkana geliyordu.
Sonra da gidiyordu
Ama yanımdan ayrılmayan birkaç kedi de vardı.
Bir gün yine Ramazan, en sevdiğim kedimi bir köşeye kıstırmış eziyet ediyordu.
Görür görmez atılmıştım üstüne.
Bitimsiz bir kavgaya daha tutuşmuştuk.
Üst baş batmış, yüz-göz kan içinde kavga ediyorduk.
Çocuklar yine seyrine dalmıştı kavgamızın.
Kedim çok kötü yaralanmıştı
Bu hırsla yenişemesek de kavgada,
Daha fazla hasar veren bendim.
Aslında Ramazan ile can düşmanı kesilmemizin sebebiydi de o kediler.
Artık mahallede maç yapmıyorduk beraber
Misket oynamıyorduk
Sürekli dalaşıp kavga ediyorduk
Herkes bıkmıştı kavgamızdan
Ama sebep onun kedilere saldırmasıydı.
Aradan yıllar geçti.
Önce o taşınmıştı mahalleden
Sonra da ben
Ama hala giderdik mahallemize
Orada kopmamış bağlarımız hala var
Bir bayramda karşılaştık Ramazan ile.
Eşek kadar olmuş.
Ama yüzüne baktığımda o eski günler, kavgalar gelmişti aklıma.
Eminim onun da.
Bayramlaştık.
Çocukluk geride kalmıştı.
Hiçbir şey olmamış gibi sohbet ettik.
O günlerden hiç bahsetmedik.
Zira kedi yüzünden düşman olmadan evvel çok iyi arkadaştık.
Ama ben senelerdir hiç unutmadım.
Ne o kediyi
Ne attığı tekmeyi
Ne de ona yumruk atarken hissettiyim sızıyı
Hala içimdedir ilk günkü tazeliği ile.
Bir cana vurmanın kedi olsun, insan olsun ne kadar acı bir şey olduğunu hiç unutmadım.
Hala aklıma gelir mahallelinin şikayeti yüzünden kedilerle arama ailemin girişi.
Dükkanda kedi beslememe engel oluşları
hatırladığım hüzünlü bir şey ise
O sarı benekli kedimin ara ara beni ziyarete gelmesidir.
Bana bakarken ağlamasıdır.
Beraber ağlamamızdır.
Zaman geçti, ziyaretleri azalır ve seyrekleşir oldu.
Sonra da gelmez oldu.
Hala merak ederim akıbetini.
Üzülürüm.
Aç mı kaldı diye çokça kendimi paraladığım
Anneme babama kızdığım olmuştur
O sinirle Ramazan'a çattığım ve yeni kavgalar ettiğim çok olmuştur
Çocuktuk belki ama,
Temizdi be dünya!
Biz büyüdük ve kirlendi dünya.