üniversitede öğrenciyken arkadaşın birinin evinde kaldım 3 gün. bu elemanın kedisi vardı, obez bir tekir. neyse gece saat 02:00 civarı, yatalım dedik çekildik odalara, ben yer yatağında yatıyorum. ışık kapalı, perde çekili, ortalık zifiri karanlık. tam uykuya dalacağım bir koşma sesi geliyor. komşu çocuğu herhalde diyorum, dönüyorum. derken başımın arkasında biri odanın bir ucundan diğerine koşuyor, "hassiktir dedim" yattığım yerden sağa sola bakıyorum. sonra bir şey bana doğru koşmaya başladı, ses geliyor ama hiç birşey göremiyorum zaten gözlerim bozuk, koştu koştu geldi yastığıma vurup kaçtı. korkudan yorganı sıkmışım. nasıl kalkıp ışığı açtığımı hatırlamıyorum. ışığı açtım baktım, halıda oturmuş bana bakıyor kafayı da hafif yana eğmiş sanki garip davranan benim amk gecenin saat 02:00'si zifiri karanlıkta oyun oynuyor.
sen ona mama al, kumundan bokunu temizle, gece üzerinde gezmesine ses etme, kılı tüyü kıyafetlerine yapışsın, hatta bu kıl tüy yüzünden alerji ol, severken elini ayağını tırmalasın kızma, sürekli evin en alengirli yerlerine girsin, yeme yedir, giyme... yok bu son ikisi olmadı ama işte hepsini yap bu cibliyetsiz ikinci katın balkonundan atlayıp siktir olup gitsin.
son üç gündür mama yerine pilav, makarna verdik diye mi gitti ki amk. tamam git. sen seçtin o hayatı. dışarda elin sarmanları, tekirleri tenhada dübürüne yakalasın seni o zaman anlayacaksın kıymetimizi.
Gece uykunun en tatlı yerinden once surunme sesiyle sonra ısırmayla o da olmadı miyavlamayla son çare tırmıklayarak mama için uyandırması.şerefsiz saat 5 be hiç dakika şaşmadan aynı saate uyandırılır mı.
