yıllarca ailecek beslersiniz. sonra sevgilisi olan kediyle birlikte bahçeye gelir. ikisi birden aynı anda betona pisler ve arkalarını dönüp giderler. siz arkasından bakarken, şöyle bir kafasını çevirir ve yürümeye devam eder. bir daha da gelmez.
edit: adı cingöz'dü. bulan biri varsa atın lütfen dışarı, sonra kalbinizi kırmasın.
gece saat üçte pencerenin altında sabaha kadar cilveleşmeleri mıııyyyyvvv mayööööövvvvv diye anlaşılmaz sesler çıkartmaları üzerlerine atılan terliğe lan kalkın s.ktirin gidin diye bağırmalara rağmen inatla daha fazla ses çıkartmaları uykunu içine etmeleri
bir gün aniden yatak odasına girdiğinizde sokaktan getirdiği dişi kediyle onu çift kişilik yatakta iş üstünde basmanızdır. zira o sıra da gözleri kısık ve dilinin yarısı dışarıda olacaktır. bir kere müdahele etmediniz diye olayı abartıp dişiyi hergün eve getirmeye başlamasıdır. ulan ben sana onca vitaminli mamayı, balığı, ciğeri, sütü, vs. cinsel gücün artsında eve sokak kızlarını atmaya başla diyemi yedirdim şerefsiz! kardeş soruyor sonra abla napıyor bu kediler diye!
Kedilerin nankör olarak nitelendirmesine karşıyım kedi nankörlük yapıyorsa sebebi vardır. inanılmaz derece de kişilik sahibi hayvanlar, bu zaten onları köpeklerden ayıran özellik size asla köle olmazlar çekip gidebilirler, size küserler, uzunca bir süre yanınıza yaklaşmazlar, sevdiğiniz eşyaları bilirler kızarlarsa onların üstüne işeyim derler ve yaparlar. bilmiyorum muazzam ve son derece gizemli hayvanlar. ama işte o ilgisiz kalıp sinirlendiğinde mıçması yok mu beter bişey.
babaannemlere gitmiştik. sarman * diye babaannemin evinin bahçesinde beslediğimiz, olaydan kısa süre sonra ortadan kaybolan, bir kedimiz vardı. büyük ihtimalle çoktan kedi cennetini boylamıştır, rahmetlinin arkasından çok konuşmadan olaya giriyorum.
kapıdan içeri girmiştim, babaannem nerde diye sordum halam mutfaktadır dedi. -babaannemi o zamanlar çok severdim bana mamelat yapardı... - neyse konu bu da değil. derken ben mutfağa marmelatlı ekmeğimi almaya, pardon, babaannemi görmeye gittim. o an uzun süre kedilerden uzak durmamı sağlayacak o olayla karşılaştım.
mutfağa gittiğimde babaannem yoktu. biz geliyoruz diye yaptığı tavuk içi fokur fokur kaynayan su dolu tencerede haşlanmaktaydı. sarman o sırada pencerede sinmiş, tavukla kesişiyordu. benim geldiğimden habersizdi. o an nasıl oldu anlamadım, bir anda kaynayan tencereye iki patisini sokup tavuğu önce pencereye doğru çekti, sonra camdan itip arkasından kendisi atladı.
ulan nankör hayvan, yemek vermiyor muyuz sana? neyin eksikti...
velhasıl kelam. o günden sonra kedilerden soğumuştum, uzak durudum. tam onlara ısınmaya başlamışken, 12 yaşındaydım sanırım, tam popomdan bir kedi ısırdı. kedi ısırır mı, bu ısırdı işte.