bir katlanan sandalye ve bir tahta sandalye

entry1 galeri0
    ?.
  1. --spoiler--
    "hadi sigara içelim," derdim o bize ait olmayan; fakat o an için evimiz hissettiğimiz yerde. "hadi," derdin gülümseyerek. kalkardık yataktan, elini tutardım odayla mutfak arasındaki o kısacık mesafede bile. tenimin tenine değdiği zaman dilimi değerliydi çünkü, geçmek yerine koşuyordu o zaman denen orospunun çocuğu.

    odada sigara içmezdik, çünkü oda bizim değildi. onun yerine camel soft paketinden iki tane sigara ve bana hediye ettiğin o güzel, turkuaz renkli çakmağı tutmadığım elinle cebime atıp, mutfağa doğru yol alırdım.

    katlanan ve doğal olarak açılan sandalyede sen otururdun sevgili. camın kenarındaydı o sandalye ve camın kenarı apartman boşluğuna bakarken ben sana bakardım o apartman boşluğuna yuva yapmış kuşlarla birlikte. sandalyeyi bana çevirir, bir elinle elimi içerdin, bir elinle sigarayı.

    ben tahta sandalyede otururdum. sana bakardım, sen utanır "yaa bakma" deyip gülümserdin. ben de kafamı çevirirdim çocuklar misali yalancıktan. beynimin sana tabi ettiği gözler üzerinde kalırdı.

    o katlanan sandalye ve tahta sandalye bize şahit olmuştu, ne kadar mutlu olduğumuza. kutsal varlıklardı, tıpkı o camel soft paketi, turkuaz çakmak ve çakmakla aynı renkte olan, kuruyemiş kasesinden bozma o kül tabağı gibi.

    ben onların hepsini senden sonra, senden daha fazla sevdim.
    --spoiler--
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük