fıtnat bir helvacı güzeline aşık olur. helva almak bahanesiyle sık sık dükkanına uğrar. tıfıl çocuk bir şey anlamaz ama komşuları durumu çakar. ona şu beyti ezberletirler, "şeb-i ruhuma rikkatla bakma yanarsın" (yanağımın parlaklığına ateşli bakma yanarsın)
fıtnat geldiğinde helvacı güzeli genç bunu okur. fıtnat bozulur ve şu mısrayı okuyarak bir daha uğramaz.
hattın gelince sen de beni mumla ararsın" (sakalın gelince sen de beni mumla ararsın)
senin telefoncuya aşkın bana bunu hatırlattı.