beşiktaş'ın eski kalecisi fevzi'nin şampiyonluğun düğümü olan bir galatasaray maçında topu ayağının altından kaçırması ve beraberinde beşşiktaş'ın galip bitireceği maçı berabere bitirmesi.
halı saha kalecileri açısından bakılırsa, lenslerini düşürmek.. başıma geldi oradan biliyorum..
dikkat ettiyseniz lensini değil lenslerini dedim.. artık nasıl bir plonjon yaptıysam iki lensimi birden düşürdüm bir atakta.. daha da maçın başları.. benim gözler de lenssiz sadece kırpmaya yarıyor, o sıralar.. ulan bir top çıkartayım diye göt altına girdik.. lenslerim lenslerim diye bağırdım ki büyük salaklık, başınıza gelirse sakın yapmayın böyle bir çığırtkanlık, sessizce aramaya koyulun.. çünkü karşı tarafın sinsi santrforu anında uyandı duruma santrada bas bas bağırıyor 'kalecinin lensleri düşmüş' diye..
ben de zannettim ki maçı durduracak, hep beraber elele lenslerimi arıyacağız..
hemen arkasından ekledi puşt herif 'kaleye vurun kaleye, acımayın' diye..
benim açımdan öyle bir durum ki, kaleye doğru gelen herkes rakip olabilir.. zira sadece renk seçiyorum, bir yarasa kadar miyobum.. sadece içgüdülerimle hareket ediyorum.. vardır ya spider-man'ın örümcek hissi, aynı o olay.. bende de birden bir hissiyat başgösteriyor, atlıyorum sola.. bazen kurtarıyorum, bazen yumurtluyorum..
yedim tabi bir 20 tane.. sonra da gözleri çizdirdim zaten.. ama artık da maçlara çağırmıyorlar.. talihsizlik işte..
maçın 80. dakikasında acaip çişi geldiği için ve hakemin de nekadar uzatma vereceğini bilemediği için tutamayacağını anlayıp kale direğine işemek zorunda kalan kaleci....
penaltı atılırken donunu düşmesi. toparlayayım derken şutu çeken topçunun şert şutunun avret mahaline gelmesi ve dönen topu tamamlamak isteyen bir başka rakip topçunun şutunun da suratta patlaması.