Kars’ta tankçıyken bi otobüs Azeri kadın geldi, geçtim zma’nın yanına siyah beremi yan devirdim, fn’in kayışını sıktım koltuğumun altına aldım, bi sigara yaktım inceden kafileyi kesiyorum.
Kızıl saçlı çıtıpıtı bi kadın geliyo, geliyo ama nasıl geliyo, güneş saçlarının arasından vuruyo lan, bi de kar gibi bembeyaz, şakaklarım güm güm diye atıyo, nabzımın sesini duyarlarsa büyük rezillik!
O kadın taaaa burnumun dibine kadar geldi, bi de esti mi şekerli şekerli bi koku, teneke kutuda cavendish&harvey kokuyo lan kadın akıllara zarar!
Çantasından bir sigara çıkardı, Sonra dudaklarını araladı, ama dudakları zaten dolgun, rujla dudağının dışından geçmemiş, anlarım böyle şeylerden.
-çaxmağızlan bidene çaxarsız? Dedi kadın! Sigaranın dumanı genzime kaçtı lan o an! Ça… çakarım tabi dedim, parmaklarım birbirine karıştı çakmağı uzatırken he! Şivesinin komikliği bile gözüme görünmedi o kadar güzeldi ki!
Sigarasını yaktı sonra beyaz filtrede rujunun izi çıktı. Bir nefes çekti.
-janim senin yarekin hemi böyüq hemi de yaxşıdı! Dedi giderken!
işte orada fn’i mi kastetti yoksa çok belli oluyor muydu ikilemde kaldım lan!