Hep oradadır, silinmez, iyileşmez! sadece üzeri örtülür. Ufacık bir esintide örtü kıpırdar, kabuk soyulur, can yanar, yara derinlesir. Ve bu hep böyle devam eder.
En hassas olduğu yerden defalarca kırılıp dökülen bir kadın düşünün... bu kadın güçlü müdür yoksa çaresiz mi?
Aslında kadın erkek fark etmez ruhun aldığı yaralar insanı güçlü yapar.
Bence babasını kaybetmek hariç her yaraları kapanır hiç birimiz bulunmaz hint kumaşı değiliz bu hayatta ama bir kız için babası yerine kimsenin koyulamayacağı kalbinin 3\4 ünü o adama ayırdığı bir varlıktır bir erkek olarak ben nereden biliyorum kız arkadaşım çocukken babasını kaybetti birgün bana seni kaybetmekten korkuyorum derse biliyorum ki yalan söyler babasını kaybeden kız bu hayatta hiçbir şeyden korkmaz.
sebep erkek olabilir. sevgili veya sevdiği insan olabileceği gibi babası bile olabilir. veya ailesi olabilir. insan her zorluğun bi şekilde üstesinden geliyo, iyi veya kötü ona lafım yok. daha sonra bir hafta bir ay bir yıl sonra buna sadece yara diye bahsediyoruz. kabuk bağlayan, zaman zaman kabuğu kopardığımız, tekrar başa sarıp tekrar kabuk bağlayan yaralar.
Sadece sevişmeyle düzelir, Kendini dusuncesizligin kollarina birakmakla. Yaralanmis bir kadin isen eger bunu sen de bilirsin. Yabanci bir adamın evinde uyanmak sana iyi gelecektir.
Bir sise şarap, biraz müzik ve bolca düşüncesizlik. ihtiyacın olan tek şey unutmak.
Müslüm baba neden sevildi.
Çünkü,
Bir kadın tanıdım çok ağlıyordu,
Gözünden sel gibi yaş akıyordu.
Acıdım halime elim değmedi.
Eşinden ayrılmış bir hali vardı.
Demiş, bize yol göstermişti.
O yoldan hiç şaşmadık.
Yabancı bir adamın evinde uyanmak yaralara iyi gelecekmiş, bunu belki ergenler yutar. Zaten hedef kitle de onlar sanırım.
Bir söz tek bir sözün açtığı yara kolay kolay iyileşmez. Ancak yine sözle, güzel davranışlarla iyileşebilir.