kimi zaman erkeklerin canını sıkabilecek kadar uzayan süre. ama empati ile atlatılabilir. diyelim ki cm oynuyorsunuz veya sözlük bakıyor veya takip ettiğiniz torrentin son %1'ini "ne kadar da güzel iniyor" diye izliyorsunuz. sonra kızın biri kalkıp, hadi çıkalım diyor, siz de(biz de) bir dakika diyorsunuz(diyorum) o süre nasıl uzadıkça uzuyorsa, kadınların hazırlanması da sonu belli olmayan bir bekleyiştir.
birlikte çıkacağı ya da çıkıp yanına gideceği insanla ilgili duygu ve düşünceleriyle orantılıdır. ama doğru oran mıdır, ters oran mı onu kestiremiyorum. ona da, kadınların ruhunu okuyan tuna kiremitçi cevap versin... evet tuna?
bu süreç gidilen yere ve buluşulacak kişiye göre değişir.
-bakkala gitmek için 5 dakika ( saçını düzelt, kotunu çek, rujunu sür. )
-çarşıya gitmek için 75 dakika ( duş al, saçını kurut, fön çek, makyaj yap, kıyafet ara, özenerek giyin, aynaya bak, beğenme giydiklerini, üzerini değiştir, aynaya bak, salına salına çık evden. )
-sevgiliye gitmek için 150 dakika ( çarşıya gitmek için hazırlık sürecine kuaför ve ağdacıyıda ekliyoruz. bu süre bazen 200 dakikayı bulabiliyor. )
eee erkekler kolay gelsin...
küçük bir hesapla 20 dk duş,30 dk saç(sadece fönden bahsediyorum),15 dk makyaj,15 dk ne giysem derdi,10 dk oje ve son rötuşlarla birlikte 90 dk olan zaman zarfıdır ki bu süre erkeklerin bir maç süresine tekabül eden zaman dilimidir.
bu oranı kuramayanlar için;
hadi ayşeee hadi ayşee dedikçe onun kafası karışır, arada sirada ne icin hazirlandigini bile unutabilir
halbuki, ali otursa televizyonun koltuğunda sessizce ya da ah ayşecim ne güzel oldun dese başında beklese, saçının şurasınıda düzelt, dur pantolonunu fırçalıyim falan dese, hemen bırakır hazırlanmayı ayşe.
yanında göt kanseri yapmaktan hoşlandığı eşi/sevgilisi varsa kolum kadar şeklinde tanımlanırken, ayşe'nin sevgilisinden ayrıldığını telefonda öğrenip, ayşe'nin evine ışınlanma süresini, nano saniye biriminden vermek adettir.