ülkemizde bu denli kadın çok. bilinçsiz sürücüler yüzünden nice ocaklar sönüyor. trafikte polis çevirdiği zaman 30-40 lira verdiğinde ceza felan kesmiyorlar... yazık!
en çaresiz an bana göre göreceli bir kavram. kimine göre gülerken altına kaçırırsa en çaresiz anıdır; kimine göre şemsiyesi olmadığı için çok ıslandığında çok çaresizdir; kimine göre de çok sevdiği birini kaybettiğinde çaresizdir. bana göre bir kadın çok sevdiği halde karşısındakinden karşılık alamıyorsa en çaresiz anını yaşamıştır.
aniden regl olması ve giydiği kıyafete hatta oturduğu yere leke çıkmasıdır. hele bir de misafirlikte ise... çaresizlik budur, bu bir mahcubiyet, utanma, sıkılma ve ölme isteğidir.
evlendiği gece (ve sonraki her gece)tanımadığı, sevmediği, istemediği bir erkekle aynı yatağı paylaşmak zorunda olmasıdır. bedeninin o kişiye ait olması buna mahkum olmasıdır bir ömür.
bir kadının şaşırdığı; ne yapacağını bilemediği; saniyeleri uzun yıllar gibi algıladığı; söyleyecek tek bir sözün, değil ağzından çıkmak aklında bile belirmediği andır.
çok sevdiği ve/veya hayatı boyunca tanıdığı birinin son nefesine yetişememek gibi. aradan aylar, hatta yıllar geçse bile o öğrenilen ilk an gibi kalakalıyorsa bunu düşünürken, çaresizlik teninin yeni kokusu olmuştur; duydukça burnunun direğini sızlatmaya bile mecali olmayan.