ne yazık ki ilişkilerin günümüzde yalanlı dolanlı olmasından kaynaklanan, eşi ile bir çok sorunları bulunan ya da heyecan olsun diye bir kerecik kaçamağı hoş görebilen insanların başvurduğu istenilmeyen olaydır. bir kadının ya da bir erkeğin aldatması arasında fark yoktur, sonuçta ikiside ihanet içindedir.
böyle cinsiyetçi genellemeler itirazdan daha ilerisi insanı istemeden düşündürüyor. şayet ayrımcılıkta savunulan bir kadın mı yoksa kötülenen bir erkek mi çokta belli olmuyor. göze çarpan ve anlaşılır olan tek şey "aldatma" bu da cinsiyet sorunundan çok insani bir problemdir. kadının, erkeğin karşısında koru(n)masız kalması erkeği güçlü konumunda bulundurmaz. aksine güçsüzün karşısında güçlü olanın kullanacağı kuvvet kişinin iradesiyle bağıntılıdır. buda her iki cinsiyet içinde geçerlidir. aciz olanın fiilen işlediği şiddet insanlık yararına düzenlenen kanunları, dini hükümleri ve daha ötesi insanlığın özünü kale almayarak uygulanıyorsa, burada içinden çıkılmaz sorun karşılıklı işlenen hatalardan kaynaklıdır.
duygusal anlaşmazlıktan oluşan kopukluk, mutsuzluğun getirisi yalnızlığı, huzursuz bir ortamda çoğaltarak aile yaşantısından ziyade mutsuz bir aile dramını gözler önüne getiriyor. aslında bu karmaşanın arasında cinsellik anlaşılmaz bir kavram gibi görünse de, mutsuzluğun arayış haline gelmesi kişinin karşısına çıkacak başka bir kişide görmek istediğini hayal etmesiyle başlar. eyleme geçmeyen düşünce fiilen uygulanmıyor; fakat 'aldatma' fiili ruhen yaşanıyor. eğer cinsiyet ayrımı yapılarak, kişinin acizliği, iradesi yargılanacaksa burada kadının ve erkeğin empati yapması daha sağlıklı sonuçlar verebilir, ve bu kişinin kendi karakteriyle ile ilgili bir sorundur. ister istemez böyle ahlaki sorunlar toplumda eleştirilse de hiçbir zaman genelleme yapma hakkını kişinin karşı cinsine mal etmesi kabul edilemez bir ithamdan öteye gitmeyecektir.
suç yada benzeri bir eylem, insan yaşamında, tabiatına, doğasına aykırı ahlak'i sorunları cinsiyet ayrımı yapmadan yasaklıyor. 'aldatma' kişisel bir eylemdir. kişinin kendini haklı çıkarma istediği/çabası, cinsiyet ayrımı yapılarak vicdanen rahatlatacaksa eğer, bu çelişkide bir nevi kişinin kendisini kendi ile aldatmasıdır
erkekler tarafından ve bir kısım kadın tarafından desteklenmeyecek hatta sonucu linç olacak şekilde eleştirilecek davranıştır.
bazı kadınlar ise bu durumu mazur görebilir.
- kocası tarafından aldatılan,
- kocasından yeterli ilgiyi ve şefkati ne yaparsa yapsın göremeyen,
- sırf zengin olduğu için yaşlı bir adamla zorla evlendirilen,
- kocası kötürüm olan ve bazı "ihtiyaçlarını" gideremeyen,
- yaşadığı hayatın monoton olduğunu düşünen ve macera arayan kadınlar bir kadının aldatmasını mazur görebilir.
diğerleri ise asla.
seni aldatır, onu aldatır, diğerlerini aldatır, bi kendini aldatmaz. geri kalan herkesi aldatır.
er kişide buna hayıflanır zaten. "lan nasıl fark etmedim!?" kadının aldatmasına kızmaz da, kendi niye anlayamadı diye sinir sahibi olur.
bırak aldatsın, yeni birini bulursun, kalp yapboz gibidir. biri bozar, biri gelir yapar. hep böyle olmadı mı? unutamam dediklerimizi unutup başka birine aşık olmalarımız.
çok sinsice olur, eğer olursa. erkek aldatırsa kesin bir açık verir. kesin ama baba. en azından şüphe uyandırır. ama bir kadın aldatırsa var ya, erkek yıllarca kadını siktiğini sanıp kendi ayakta sikilebilir.
zaten aldatmamalıdır ama eğer birde anneyse ne olursa olsun yapmamalıdır, çocuklarının aklı erince onlara vereceği hesabı düşünmelidir.en önemlisi allah a vereceği hesabı...
aldatmanın kadını erkeği olmaz, sonuçta ihanet ettiğin bi insanoğlu var ipin ucunda. madem sıkıldın yeni arayışlara girdin ayrıl sonra yap ne istiyorsan heyecana gerek yok dedirten durumdur.
işte bu yüzden kadın zapturapt edilmeli, tasmalanmalı, gık dedikleri zaman da kırbaçlanıp hizaya sokulmalıdır. çok eşlilik sadece erkeğin tekelinde olmalıdır. canı isterse beş canı isterse 15 tane olabilmeli. öte yandan kadın kocası veya sevgilisinden başka erkeğe dokunmayı aklından bile geçirmemelidir.