Talmud 'da şöyle bahsedilir :"...bir kadini aglatirken cok dikkat edin, cunku tanri gozyaslarini sayar! kadin erkegin kaburgasindan yaratildi, ayaklarindan yaratilmadi, oyle olsaydi ezilirdi; ustun olmasin diye basindan da yaratilmadi.
ama gogsunden yaratildi, esit olsun diye kolun biraz altindan korunsun diye ; kalp hizasindan sevilsin diye..."
anlatacağım bana , bir kadını sevebilme yeteneğimi kaybettiren durumdur. geçen onca zaman kâr etmediği gibi, hala onsuz geçen zamanları harcadığımı düşünerek geçiriyorum günlerimi.
şuan gelse git derdim fakat düşünmekten de kendimi alamıyorum.onunla sadece geçen zaman hakkında konuşmak, ne halde olduğunu görmek isterdim. beni hiç düşünüyor muydu? yıllar oldu, ne sıklıkla aklına geliyordum? bunlar hakkında konuşmak isterdim.
birbirine aşık iki kişiden kalan sadece küller şimdi. belki ikimiz de hala tükeniyoruz. ama kafamda değişmeyen şu şey var ki, ilişkiler bir kere biter. tekrarı olmamalıdır. oyundan farkı yoktur. sizi ayıran şey kesinlikle başınıza tekrar gelecektir. ben böyle düşünüyorum.
terk edildim, geri dönüş aldım. duymazlıktan geldim.
öyle olması gerekiyordu. kişinin yeri başka olduğu zaman, içinizde hep bir ukte kalacaktır. gitsen de kalsan da bir.
ayrıca hem ruhsal, hem de fiziksel olarak karşı cins beni hiç ilgilendirmez oldu artık. cümle alem bacım oldu.renklerimi birisi benden çaldı. sevmeyin arkadaşlar. aşk dediğiniz zehirli bir sarmaşıktan ibaret.
allah'ın bir erkeğe bahşettiği en büyük lütuftur. zira her erkek bu mertebeye ulaşamaz çünkü onlar sadece kendilerini sevebildikleri için bir kadın nasıl sevilir bilemeyecek kadar acizdirler. şayet bir erkek bir kadını sevme mertebesine ulaşabilmişse yüce insandır, takdir edilesi şahsiyettir.
bir kadını sevmekle başlıyordu herşey, ve susmakla devam ediyordu şahsımca. senin en çok hüznünü sevdim nasıl denilebilirdi ki?
sevilen kişi aslında yaş olarak kadın sıfatına girmeyebilir. ama olgunluğundan,zekasından dolayı 20 yaşında koca bir kadın sıfatını çoktan edinmiştir. an gelir kıyamam dersin, kendi kendine dürüst ol nasıl bunu yapabilirsin ona dersin, ama onu ve muhabbetini kaybetme, yalnız kalma duygusuyla yine susarsın. 'babam* bile annemin peşinden koşmuş, bende seve seve koşarım, oğlumda* koşsun' diyebildiğim sonunda yine sustuğum olaydır.
ağlamaktır bir kadını sevmek..
ilk başlarda sevinçten ayrılırken hüzünden..hayatın en güzel duygularından biridir bir annenin oğlunun mürvetini görmesi gibidr.adam gibi adam her erkek delicesine sevmek ister.ama hayat öyle bir noktaya geldiki öyle çıkar çatışmaları dönmektedir ki delicesine aşık olduğun insandan bile şüphe duyar hale gelirsin..saf sevgi yoktur bitmiştir bir kadını sevmek onu giydirmek , gezdirmek , pahalı hediyeler almak , düğünü hiltonda yapmak olmuştur..bir erkeği birden fazla erkekle aldatan kadının adı devrimciye çıkmıştır ülkede bu zihniyeti destekleyen kızları bile duyarsın kadında aldatır ne var diye..doğuracakları çocugu leylekler getiriyor zannederler kadınlığın anneliğin kutsal olduğunu bilmezler..böyle durumlarda bir kadını sevmek bir kadından nefret etmek anlamına gelmektedir.doğru insanın çok az kaldığını farketmek acı verir insana doğru olanı hemen sevmek ister erkek..bütün muhabbetlerinde erkeğin taşlığından bahsederler duygusuzlugundan bıktırırlar kustururlar..bir kadını sevmek hayattan ders almaktır tenefüse çıkmadan..Dersin sonunda anlarsın ki bir kadını sevmek zulümdür eziyetir.bir kadını sevmek saat sabah 5 te entry girdirir insana ve bir şeyin farkına varmayı sağlar.
Hayatta bir kadını gerçekten seversin seni karşılıksız saf sevgiyle seven anneni..
(bkz: Önce can sonra canan)
Bir kadın hayattır aslında.
Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor.
Yemek yemek, su içmek bile.
Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?
Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz. can dündar*