gozyasini seven zalimler hep varolmustur, varolmaya da devam ediyor zaten. firavunlar, kasaplar, despotlar insanlarin gozyaslariyla beslenmislerdir, vampirlerin kanla beslenmeleri gibi. gozyasini besin niyetine kullanan insan diyemeyecegim varliklar varoldugu surece bu hep hep cekici kalacak bu zalimlik. insanlar birbirlerini oldurecek, despotlar zulumlerine devam edecek, kendi kucuk kralligini zorbayla yoneten kocalar karilarini dovecek, aglayan bir kadini gormenin orgazmik zevkini yasayan pislikler asagiliklarina devam edecektir. biz de yasamaya calisacagiz.
ağlatamasınlar da o zaman göreyim dedietir insana bir kadını ağlatmak ağlatamamaktan daha iyidie kadın ağlamadıysa bilin ki sizi fena ağlatma girişimine girişecektir
eğer ağlatılan kişi sevgili ise,
önce kızdırır ağlatırsınız,
sonra kızgınlıkla size vurur, bik bik eder,
ondan sonra gelir sarılır, teselliyi yine sizde bulur,
sonra da öpmenizi ister.
ağlatan kişi ise suratında pis bir sırıtma ile bu sürece dahil olur.
(bkz: hem suçlu hem güçlü)
not: tabii hatun kişinin kapris amacıyla bilerek ağlatılmak istendiği durumlar da vardır. o daha bir komiktir.
bir çekiciliği falan yoktur. bir kadını ağlatmak ezikliktir. egoyu tatmin etmek için uğraşı vermektir. sadistlik ve bilumum hakareti hak etmektir. ama hak ettiyse o başka!
erkek açısından çekicilik olsa da, kadına göre iticiliktir. hiç kimse, zırıl zırıl ağlamak istemez. koyar kapının önüne. bir kadını mutlu etmenin dayanılmaz çekiciliğine kapılan birisi çıkar karşısına, o mutlu kadını kimse ağlatamaz bir daha. o erkeğe de, aynada kendi gözyaşlarına bakarak yaşatır dayanılmaz çekiciliği.
böyle bir haz yoktur. bazen rahatlatır çünkü kadının içine şeytan kaçmış derler, ama ne olursa olsun kadınlar en mükemmel yaratıklardır ve bir erkek kadını olmadan yaşayamaz. (yaşarsa da kasımpaşa) ve o kadını ağlatmak er ya da geç adama öyle bir koyar ki...