ağlayan anne ise daha bir dokunaklı olan olaydır. yıllarca bizim cefamızı çekmiş, üzerine halen çekmeye devam eden kutsal kadını ağlatmak hangi erkekliğe sığar ki? çocuğunun tırnağına zarar gelmesin diye türlü sıkıntılarla boğuşmuş, evladı hasta olduğunda gece boyu gözünü kırpmadan başucunda beklemiş olan kahramanı ağlatmak nasıl bir insanlıktır. hele hele anneyi kaybettikten seneler sonra, tam da annenin yokluğu iliklere kadar hissedilmişken bu ağlatmalar gelmişse akıllara...gözlere uyku girmesi mümkün müdür?
elbette hiç hoş değildir. yalnız, o kadın anneniz olmasın lütfen.
onun dışarıdan döktüğü inci gibi gözyaşları aslında kor şeklinde içine içine doğru akıyor, canını yakıyor, kahrediyor onu...
kendi karnında 9 ay taşıdığı, doğurduğu, büyütüp beslediği, kendi ayakları üstünde duracak yaşa getirdiği halde hala kendisi için endişe eden bir çocuğun ağlatması kadar bir anneyi ne kahredebilir, yıkabilir şu hayatta?
Yapılmaması gerekendir. Sevgilimin benden daha fazla ilgi beklemesine onu ağlatacak bir söz söyleyerek savuşturmam belki de yaptığım en kötü şeydir. Hala üzülüyorum. Ben onu çok seviyorum.
geri dönüşü olmayan bir eylemdir.
bir kadını ağlattıktan sonra, o kadına geri dönüş olamaz. onun kalbine tekrar giriş izniniz olamaz. ona dokunma, onu sevme lüksünüz olamaz.
bir kadını ağlatmak zor iştir. kadın her zaman ağlamaz. ağlarsa yastığına gömer yumuşak saçlı başını. ağlayışını güçsüzlük olarak nitelendirir. ve kimse görsün istemez güçsüzlüğünü. o an ağlıyorsa sizin yüzünüze hiç belli etmeden gülümseyebilir. erkek aptaldır. aptal erkek anlamaz gözlerdeki o buğuyu ve hüznü. yemeğini yemeğe koyulur. yapacak işlerini yapar ve yatar. kadın mutsuzluğun pençesinde her şeyi idare etmeye çalışır. tüm dünyanın yükünü taşımak zorundaymışçasına...
ve bir gün, kadın sizin gözlerinizin içine bakarak ağlıyorsa, her şeyin sonu gelmiş demektir. geri dönüşü olmayan yol o vakit başlar. erkek hep pişman olandır. fakat pişmanlığın ne değeri vardır?
bir kadının rimelli kirpiklerinden, siyah bir damla yanağına süzülmüşse bir kere, kalbi kurumuş demektir. o, kalbinin acısını her yastığa başını gömerek hıçkırdığında susturamadığı gecelerin sonunda, solduğu kalbinin en karanlık yüzünü size açar.
onu kaybettiniz. bir daha asla geri kazanamayacaksınız. bir kadının ağlaması önemlidir. bir kez ağlaması değil, çok kez ağlaması...
o her şeyini vermeye hazırken, kalbini solduran bir erkek vardır karşısında.
nedendir bu dengesizlik?
neden bir erkek değer vermekten, sevmekten, bağlanmaktan bunca çekinir ve tırnağının ucuna kadar onu seven kadına sırt çevirir?
ben her mevsim bana yaslanıp ağlayan kadınlar gördüm. o kadar çoklar ki. çok fazlalar.
ne yazık ki... ne yazık ki çok fazlalar.
Kadınlar ağlamaz. Bu erkekleri kandırmak icin yaptigimiz bir numara. Erkekleri aglatmaktan daha zor olan hede.
Erkeklerin onurunu kiracaksin ki anlayacak kimin ustun oldugunu. Onlar zaten kucuklukten alisik bir kadin tarafindan asagilanmaya. Bu bastirilmis duygularini tekrar gün yüzüne çıkartın bir daha eski haline dönemez.
Hele ki bu saatlerde ağlıyorsa sizin ilerde ağlattığınız için pişman olacağınıza delalettir. Genelde intikam onların silahıdır ve bu silahi gerçekten ağladıklarında kullanmamaları imkansızdır. Test edip görülmüştür.
Ayrılma kararı almıştım.yüze baktım.
Gözyaşları dudaklarını ıslatıyordu.hemen içimi bir pişmanlık kapladı.acaba fazla ileri mi gitmiştim.yanına sokulup elimi omuzuna koydum.ağlama dedim.
Öfkeden ağlıyorum dedi.sesimi çıkarmadan geri döndüm.