bir kadına yazılabilecek en güzel şiir

    15.
  1. Hoşgeldin kadınım benim hoş geldin
    yorulmuşsundur;
    nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
    ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
    susamışsındır;
    buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
    acıkmışsındır;
    beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
    memleket gibi yoksuldur odam.

    Hoşgeldin kadınım benim hoşgeldin
    ayağını basdın odama
    kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
    güldün,
    güller açıldı penceremin demirlerinde
    ağladın,
    avuçlarıma döküldü inciler
    gönlüm gibi zengin
    hürriyet gibi aydınlık oldu odam...

    Hoşgeldin kadınım benim hoşgeldin *
    32 ...
  2. 3.
  3. bunu yıllar önce yine bir sözlükte görmüş ve kopyalamıştım. adam ne yazmış demiştim içimden. yazan belki bilinen biridir, belki de sadece bir sözlük yazarı. eğer öyleyse şimdi aramızda da olabilir. buradaysan eğer ve okuyorsan sağlıcakla kal. ya da masaya iki kere vur.
    --spoiler--
    2000 yılının aralığında hayatıma bir daha çıkmamak üzere giren, 2005 ocak ayında adı artık benimle anılmasa da hayatımda var olmaya devam eden, benim için olan değerini ifade edecek kelimeyi bulmanın imkansız olduğu dünya güzeli bir varlık. karşı olduğum ve kaçtığım askerliği, kendisini biraz olsun unutturacağı düşüncesiyle kurtarıcı olarak görmemi sağlayan, askerde her gece elimin üzerindeki isminin dövmesine bakıp gözyaşıma davetiye çıkartan diğer yarım. kağıt kaleme sarılıp dertlerimi anlatma çabası içerisindeyken aşık olduğum şehirden ve aşık olduğum kadından dörtyüzküsür kilometre uzakta yüzlerce sayfa mektubu bana yazdıran, gri ve puslu dünyada gökkuşağı gibi olan insan, birlikteyken o'nu kaybetmektense kendi hayatımı kaybetmeyi göze alabildiğim, ama sevgisini çekmesine asla tahammül edemediğim, kabullenemediğim, beni son öpüşünün üzerinden dört sene geçmesine rağmen halen "hergün" hatırlanan, gözlerime hüzün bırakan ve o hüzünlere başkalarını aşık eden, yazdığım her programın içinde adı mutlaka geçen, bana bir ömür boyu kendisine aşık olarak kalma cezasını veren, "o" yanımda olmasa bile verdiği ceza ile dünyayı yaşanılabilir hale getiren, insanlık tarihinde bilinen bütün manevi güçlerden daha güçlü olarak bedenimi esir alan "karşı kıyının güzel kızı"
    --spoiler--
    29 ...
  4. 9.
  5. uzunca zamandır görmeyeli seni
    bir başka kadın, bir hoş olmuşsun
    kollarıma alıp sarmayalı seni
    beyaz peynir gibiydin kaşar olmuşsun.
    25 ...
  6. 246.
  7. En güzel demek çok iddialı olsa da
    en güzellerinden biri bu şiirdir.

    Ben senin en çok sesini sevdim
    Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
    Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren
    Bana her zaman dost, her zaman sevgili

    Ben senin en çok ellerini sevdim
    Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
    Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
    En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak

    Ben senin en çok gözlerini sevdim
    Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
    Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
    Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil

    Ben senin en çok gülüşünü sevdim
    Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
    Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
    Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

    Ben senin en çok davranışlarını sevdim
    Güçsüze merhametini, zalime direnişini
    Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
    Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

    Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
    Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
    Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
    Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini

    Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
    Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
    Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
    Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...

    (bkz: ümit yaşar oğuzcan)
    (bkz: ben senin en çok)
    7 ...
  8. 10.
  9. --spoiler--
    gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
    onlardan kalbime sevda geçmiyor
    ben yordum ruhumu biraz da sen yor
    çünkü bence şimdi herkes gibisin

    yolunu beklerken daha dün gece
    kaçıyorum bugün senden gizlice
    kalbime baktım da işte iyice
    anladım ki sen de herkes gibisin

    büsbütün unuttum seni eminim
    maziye karıştı şimdi yeminim
    kalbimde senin için yok bile kinim
    bence sen de şimdi herkes gibisin
    --spoiler--
    nazım hikmet
    8 ...
  10. 22.
  11. Ben
    senden önce ölmek isterim.
    Gidenin arkasından gelen
    gideni bulacak mı zannediyorsun?
    Ben zannetmiyorum bunu.
    iyisi mi,beni yaktırırsın,
    odanda ocağın üstüne korsun
    içinde bir kavanozun.
    Kavanoz camdan olsun,
    şeffaf, beyaz camdan olsun
    ki içinde beni görebilesin
    Fedakarlığımı anlıyorsun
    vazgeçtim toprak olmaktan,
    vazgeçtim çiçek olmaktan
    senin yanında kalabilmek için.
    Ve toz oluyorum
    yaşıyorum yanında senin.
    Sonra, sen de ölünce
    kavanozuma gelirsin.
    Ve orada beraber yaşarız
    külümün içinde külün
    ta ki bir savruk gelin
    yahut vefasız bir torun
    bizi ordan atana kadar...
    Ama biz
    o zamana kadar
    o kadar
    karışacağız
    ki birbirimize,
    atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
    yan yana düşecek.
    Toprağa beraber dalacağız.
    Ve bir gün yabani bir çiçek
    bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
    sapında muhakkak
    iki çiçek açacak :
    biri sen
    biri de ben. ...

    Nazım Hikmet - Ben senden Önce Ölmek isterim
    7 ...
  12. 263.
  13. Denizler kadar derinsin
    Rüzgarlar kadar serinsin
    Senin o güzel yerin..
    iki dakika fesatlık yapmayın be.
    O güzelim gözlerin diye devam ediyor.
    8 ...
  14. 11.
  15. (bkz: ahmet telli)

    gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
    bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
    yanlış adresteydik,'kimliksizdik' belki
    sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
    biz mi yanlızdık, durmadan yağmur yağardı
    üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken

    gidersen kim sular fesleğenleri
    kuşlar nereye sığınır akşam olunca

    sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu
    sustuğun yerde birşeyler kırılıyor
    bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun
    adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına
    öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor
    bir de seni ekliyorum susuşlarıma

    selamsız saygısız yürüyelim sokakları
    belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar
    geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar
    adını bilmediğimiz doslar kalır yalnız
    yüreğimize alırız onları, ısıtırız
    gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam

    gidersen kar yağar avuçlarıma
    bir ceylan sessizliği olur burada aşklar

    fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında
    durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler
    ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde
    menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri
    bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak
    yangınları anımsatıyor genç ölülere artık

    bulvar kahvelerinde arabesk bir duman
    sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere
    bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun
    isyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim
    sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın
    devriyeler basıyor karartılmış evleri yine

    gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür
    bir tufan olurum sustuğun her yerde
    9 ...
  16. 134.
  17. yazarı cemal süreya'dır orası kesin. ama hangi şiiri orasını kestirmek gerçekten güç.
    7 ...
  18. 2.
  19. ağlıyormusun tıpkı sende benim gibi
    boğazın düğümleniyor mu adım aklına gelince tıpkı benim gibi
    düşünüyormusun tıpkı benim seni düşündüğüm gibi
    özlüyormusun tıpkı benim gibi
    her duyguyu hissetsende sevemessin tıpkı benim gibi...
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük