kadın trene biner. trenin yanında yürür adam, koridor boyu yürümekte olan kadını biraz daha görebilmek için... parmak uçlarıyla trene dokunmaktadır, kadına dokunur gibi...
çok güzel hissettirir. insanın içi kıpır kıpır olur. temas bağımlıları için nirvana yaşattırır. mesela fotoğraf çekinirken falan belinden kavramak acayip bir şeydir.
dokunmak denen eylem aslında ten ucundaki elektronların cisim ucundakilere dokunması daha doğrusu bu elektronlar birbirini iteceği için mikronluk da olsa boşluk kalması. aslında yüzde yüz dokunmak mümkün değil.
ama bir kadına dokunmayı bilmek fiziksel bir şeyden ötedir. onu hissetmektir, hissettiğini hissettirmektir. enerjinle midesini karıncalandırmaktır.
parmağımı bir kadının boynundan karnına, arada en az 3 parmak mesafe bile olsa yavaşça indirdiğimde ayak parmak uçlarının uyuştuğunu hissederim. karnına doğru parmaklar inerken o karnın içe çekildiğini hissedip kendini o an en yukarda hissetmeyen erkek kahvede okey oynasın lütfen.
özetle bambaşkadır kadına dokunmak. daha doğrusu dokunabilmek...