Artık Ciddiye almıyordur. inanmıyordur. Yaşadığı şeye olan inancını yitirmiş kadınlar susar. Bu tanım gerçek kadınlar için geçerli tabi. Bir de müsveddeler var. Onlar konu dışı.
elektrik gitmez, sular akmaya devam eder, yaşam sona ermez, konuşulacak bir konu açarsanız elbette suskunluk sona erer. Bir kadın konuşuyorsa da aynı şekilde anormal bir durum meydana gelmez ve konuşulacak konu bitince susmaya devam eder. Cinsiyete değil insana özgü olan normal bir durumdur.
“hayatımda yaptığım hatalardan biri de evlenmektir. işte görüyorsunuz… ordular yönettim, meclisler yönettim, savaşlar yaptım, kazandım ama, bir kadını yönetemiyorum. okumuş da olsa, iyi aile kızı da olsa, sonuna kadar kadın, kadındır.”
ATATÜRK.
"Çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. Birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez. Erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela, tam tersi, konuşmamız lazım der. Erkekler de en çok bu cümleye sinir olurlar. Ertelenir o konuşmalar, maç bitimine, yemek sonrasına ve daha birçok lüzumsuz şeyin ardına ötelenir.
kadınlar inatçıdır, hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar. Bu yüzdendir, konuşup derdini anlatma isteği, karşı tarafı ikna edene kadar uğraşırlar. Sonunda pes eder adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini paylaşır. Genellikle ne cevap alır? Abuk sabuk konuşma! Gereksiz ve saçma gelmiştir adama anlatılanlar, hiç de üstünde durmamıştır. Yine bir sıkıntı, tatmin edilemeden geçiştirilir ve adam gün gelip bunların kendisine ok gibi döneceğini bilemez.
Bir kadın şikayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının. Yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. Daha önemlisi, o adamı hala seviyordur.
Kadın susarak gider!
En önemli detaydır, erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir. O gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir. Ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir. Yüreğindeki bavulları toplamıştır, kafasındaki biletleri almış ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir. kadın, gerçekten gitmişse, çok sessiz olmuştur ayrılışı, kimse hissetmeden, kapıları vurup kırmadan gitmiştir. Her akşam eve geldiğinde, kapının açıldığını gören adam anlamaz ama bir kadın sessizce gider. Ne mutfağında yemek pişiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın, artık o kadındır. Bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir."
Zamanında çok anlatmış ve umudu kesmiştir. O ilişkiden de senden de gönül olarak umudu kesmiş ve bitirmiştir.
Ikinci seçenek ise fırtına öncesi sessizliktir. Durup durup patlayacaktır.