bir kadın için yapılabilecek en büyük fedakarlık

entry53 galeri1
    52.
  1. her şey yazılır çizilir türlü fedakarlıkları yazabiliriz , ama bir kadın için; aileden vazgeçmek fedakarlık değildir mesela. onun adı başka bir şeydir.
    7 ...
  2. 51.
  3. Aklı başında, yürekli bir adam ne yapacağını bilir, tarife gerek yoktur.
    Geri kalan, evlerden ırak kesim ise:
    Gölge etmesin, başka ihsan istemez!
    5 ...
  4. 50.
  5. Tüm benliğinizden vazgeçmek. insan kendinden vazgeçiyorsa gerçekten seviyordur.
    0 ...
  6. 49.
  7. Ulan ben senin için 7 yıl sonra diş fırçaladım be kahpe!
    5 ...
  8. 48.
  9. pipimi keserim. yeter ki karı olsun.
    0 ...
  10. 47.
  11. saçını sakalını kestirmek bence. şahsen ben kız olduğum hale erkek arkadaşım için saçımı kestirmiştim içim erimişti.
    1 ...
  12. 46.
  13. aile kızı istemediği halde, evlenmek.

    gerçi burada yine en büyük fedakarlığı kız yapmış olur, yine kadınlar haklı * )
    2 ...
  14. 45.
  15. 44.
  16. Roket takımındaki miyav'ın sevdiği miyavsi için insan gibi konuşmayı öğrenmesi ve iki ayağı üzerinde hayatını sürdürmesi.
    2 ...
  17. 43.
  18. Bir erkek açısından kalbinde ona bir yer ayırması bence en büyük fedakarlıktır.

    Kadın 10 defa sever 100 kere aşık 1 tanesine bağlanır, erkek 1000 defa sever 1 defa aşık olur ve onunla mezara gider...(kimler kaldı böyle)
    0 ...
  19. 42.
  20. sanırım sabah uykuna kıyıp onun için kahvaltı hazırlamaktır olabilir yani olamaz mı olmalı o olmalı bence benim için sabah uykusundan kıyıp kahvaltı hazırlayan kadını severim her ne kadar sabahları kahvaltı yapmaktan hoşlanmasamda bi ömür sevilir o kadın.

    edit: konu nereye gitti la.
    0 ...
  21. 41.
  22. Onu kalbinizdeki en degerli köşesine koyun.
    herseyden ve herkesten once.
    hayat arkadasiniz herseyden kiymetli olmali...
    0 ...
  23. 40.
  24. Kötü bir erkek olduğunu baştan belli etmek.
    0 ...
  25. 39.
  26. Sunay Akın'ın kaleminden rahatsız eden ayakkabı hikayesinde geçer.

    -------spoiler--------

    Bundan 36 yıl önce, 21 Mart 1973'te aramızdan ayrılan kişi... O'dur ki Sunay Akın'ın anlattığı bir hikâyeyle, bir kez daha tazelenir belleklerimizdeki yeri...

    Anadolu'nun orta vilayetlerinden bir köyde, yavaş yavaş güneş batmaya, hava kararmaya başlar. Karanlık iyice çöker köyün üzerine. Evlerden birinde bir kadın ve adam yatma hazırlığı yapmaktadır. Erken yatıp yarın sabaha, güneş ışığına erken uyanılacaktır. Adam üzerini değiştirir, yatağına yönelir.
    Evin penceresinden, karanlık bahçeye vuran ışıkta, ağaçların arasında bir gölge belirir. Kadın pencereden dışarı bakar ve gülümser. Kadının sevgilisi bahçededir...
    Tam sözleştikleri gibi, sözleştikleri saatte ve yerde adam onu beklemektedir. Kadın kocasının uyumasından emin olunca...
    Sessizce yataktan kalkar, üstünü giyer... Ve pencereden aşağıya atlar.
    Başka bir adam için... Kadın kocasını terk eder…
    Koşarlar iki sevgili... Kaçıyorlar... Tarlaları, ovaları aşarlar...
    Anadolu'da bir köy nasıl nasıl koşmasınlar ki. Arkalarından onları kovalayacak onca şey vardır... Namus belası. Töre cinayetleri... Yoksulluk... Cefa... Korku... Arkalarında bunlar varken nasıl durabilirler...
    Köyden uzaklaştıklarına iyice emin olunca soluklanmak için dururlar...
    Kadın duraksamayı fırsat bilip nefes nefese der ki ;

    "Evden çıktığımdan beri, ayakkabımın içinde bir şey var beni rahatsız ediyor"...

    Çıkartıp bakarlar ki!
    Ayakkabısının içinde bir tomar para!
    Kocası her şeyin farkında... Biliyor ki gidecek...
    "Beni terk edecek ama bunca yıl çorbasını içtim, çamaşırlarımı yıkadı, ütüledi. Bana emeği geçti"
    YABAN ELDE MUHTAÇ OLMASIN DiYE!
    O yoksul köylü;
    Bütün parasını; başka bir adam için kendisini terk eden karısının, giderek kendinden uzaklaşan adımlarını attığı ayakkabısının içine koydu...
    O güzel insanı...
    O onurlu davranışı sergileyen...
    O terk edilen adamı...
    HEPiNiZ TANIYORSUNUZ!
    Çünkü o ;
    Bir dizesinde bize yürekten seslendiği gibi...
    Uzun ince bir yoldaydı ve
    Gidiyordu gündüz gece...
    Şimdi sorarım size ;
    Bu memlekette töre cinayetleri, kadına karşı uygulanan şiddet mi yakışır? Yoksa... Âşık Veysel gibi hayatında hiç kitap okumasa, OKUYAMASA bile...
    KiTAP GiBi HAYAT YAŞAYAN ADAMLAR MI YAKIŞIR

    ---------spoiler---------

    Bence budur.
    3 ...
  27. 38.
  28. onunla sevgili olmak. Düşünsenize dışarda milyonlarca kız var ve sen hür değilsin.
    0 ...
  29. 37.
  30. saçınızı mehmet ali bora gibi hunharca jöleliyip dikmeseniz yeter.
    2 ...
  31. 36.
  32. 35.
  33. 34.
  34. önemli olan fedakarlık yapmak değil, yaptığın fedakarlığın değer görmesidir. bazen onun için yaptığın ufacık için dünyanın en mutlu insanı olabilir, bazen yoluna çiçekler de serseniz mutlu edemezsiniz. bu ne kadar erkeğe bağlı gibi görünse de aslında iş kadında biter.
    0 ...
  35. 33.
  36. Baş ağrısına saygı duymak.
    1 ...
  37. 32.
  38. 31.
  39. 30.
  40. ona kendisi olma fırsatını tanımak.onu bir kalıba sokmamak.
    2 ...
  41. 29.
  42. Toplu taşımada yer vermek. O da günümdeysem.
    4 ...
  43. 28.
  44. özel bir şey yapmak gerekmez. sevgiliye sevgisini belli etmek bile yapılabilecek en güzel şeydir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük