Bir Kadın ÇOCUKTUR ASLıNDA, erkeğin bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini ister. hiç bir kadın çocuk muamelesi görmek istemez söylediği şeyler çocukça olsa bile, dinlenilmeyi dikkate alınmayı ister. BiR Kadın güçlüdür aslında ancak gücünü ortaya koymayı sevmez... ister ki erkeğin gücü kendisine huzur versin BiR KADıN SEVGiLiDiR Aslında içinde her zaman sevgi taşır. Zor sever; tam sever. BiR Kadın yalnızdır Aslında, hiç bir zaman bütünüyle elde edemezsiniz yalnızlık onun sığınağıdır
bir kadın, asla şunu yapmam der ama hayatın getirdiği koşullarla her şeyi yapabilecek kapasiteye sahiptir. sevdi diye aldatmayacak diye bir şey yoktur mesela.
bir kadın, erkeğine davranışıyla gösterir sevgisini. bazen öfkesiyle, bazen ağlayışıyla
ağlamak demişken, bir kadın ağlarken durduramıyorsa kendini, karşısındaki geri dönülemez bir hata yapmış demektir.
en küçük bir espriye kahkahalarla gülüyorsa, mutlu olmaya çalışıyor demektir. o anlarda kadınları mutlu sanmayın sakın!
bir kadın, ne istediğini bilemez. yaratılış nedenlerinden biri gibidir bu aslında, aşinadır. konuşmak isterken dili tutulur çünkü gerçek isteği zaten konuşmak değildir o anda.
şöyle ki istediği şeye karar vermiştir, pes demez alır onu.
bir kadın gerçekten seviliyorsa, zamanla karşısındakini, onun kendini sevdiğinden daha çok sever.
öyle bir sever ki, görmezden geldiklerini bir anda görür ve hayal kırıklığına uğrar.
bir kadın hayal kırıklığına uğradı mı, korkmak gerekir o kadından. ya hiçbir şey yapmaz ve hayatınıza eksik devam edersiniz ya da yapabileceğinin en iyisini yapar ve gene eksik yaşarsınız.
bir kadın, yeri geldiğinde siktir çekmeyi de bilir. söylemesi gereken saniyeyi bile ayarlar. gerisini söylememe bile gerek yok
bir kadın hoşlandığı bir filmi, kitabı, müziği defalarca izlemekten, dinlemekten ve okumaktan bıkmaz.
çünkü hoşlandığı şeyi hak etmek ister, yaşamak ister, hayallerinde ve gerçeğinde.
bir kadın ana oldu mu, o kadını yıkmak çok zordur. tabiri caizse yeri gelir bir bakışıyla insan öldürür.
bir kadını benim dediklerimle anlayamazsınız, sonuna kadar yaşamanız gerekir
Bir kadın susuyorsa artık, konuşmuyorsa eskisi gibi ve kırılıyorsa eskisinden daha çok, bir şeyler vardır içinde söyleyemediği, kırıldığı kızdığı... Ve kırıldığının, kızdığının farkına varılmasını isteyen bir çocuk en derinlerinde...
Bir kadın yoruldum diyorsa, gerçekten yorulmuş, fedakarlık yapacak takati kaybetmiştir benliğinde ve artık sadece Sevdiği adamın onu inandırmasını beklemektedir.
Yüreğinin en özel yerini ortaya koyduğu ilişkisinde, bu bitkinlik elini, ayağını çektirir ona. Fazlasını bekleyemezsiniz böyle bir kadından. Ama fazlasını verebilirsiniz...
Mesela ne kadar çok sevdiğinizi bilmeye, ondan vazgeçemeyeceğinizi hissetmeye ihtiyacı vardır. susamış misali...
Bir şeylere kızmamaya, kırılmamaya ve tek başına uğraşmamaya ihtiyacı vardır. Ve bunu sevdiği adamdan başka kimsenin başaramayacağını, en iyi kendi bilir. Kıran da, kızdıran da, sevdiği adam olsa da, ondan bekler işte.
Kadın; öylesine narindir ki, en sert fırtınalara dayanmış, nice felaketlere pabucunu ters giydirmiş olsa da, dayanamaz sevdiğinin soğukluğuna...
Ne kadar yıpranmıştır halbuki...
Yeri gelmiş öylesine çıkıvermiştir karşınıza. ama o; onu, o haliyle bile sevebilmenizi ister, bunu bekler...
Ve bu beklentiye öyle bir inanır ki, en ufak şüpheniz bile, alnının tam ortasından silah çekmekten beterdir onun için.
Hisleri vardır bir de, inandığı ve genelliklede doğru çıkan hisleri...
Mesela bilir sevdiğinin o gün onu beğenmediğini ya da artık eskisi gibi heyecanlanmadığını.
Ama susar... elbetleri vardır çünkü, sevgisiyle biriktirdiği...
"Elbet" der, "elbet anlayacak hissettiğimi". Anlamasa da sevdiği, o içinde barındırır, kurar, yazar, çizer ama ses çıkarmaz. Sırf sevdiğinin karşı çıkacağını, kabul etmeyeceğini bildiğinden...
Ağlayamaz birde kadın sevdiğinin gözleri önünde.
Güçsüz görüneceğinden değil, güçlü görünmekten korkar. Nasılsa dayanır diye bırakıp gitmesinden sevdiğinin...
Korkar kelimesine bakmayın, ne cesurluklar yatar ruhun en incesinde. Kadın, kadındır ya, yerini de bilir. Ona göre davranır sevdiğine, bazen abartır sevmeyi... Çok sever mesela, çok benimser. Kırılsa da kızsa da umut besler içinde.
görüp görebileceğim en karizma kadın ondan başkası olamazdı, güzel ve tatlıydı diyerek ona haksızlık etmeyeceğim. kendinden emin tavırlarıyla herkesin aklına aynı soru işaretini bırakıp gitti. bir eliyle saçlarını kapatan şalı düzeltiyor diğer eliyle ise içki kadehini tutuyordu. bu uyumsuzluğu ancak onun duruşu eritebilirdi . onu gören herkes inanmıştı birbirine düşman bu ikilinin aynı bedende ruh bulabileceğine. giderken unutmadı bize kendi hayatlarımıza ihanet ettiğimizi hatırlatmayı.
Ben bir kadınım; sen senin için ağladığımı sandığın zamanlarda aslında bizzat kendime ağlarım, sen bana geldiğinde sende kimsenin görmediğini gördüğüm için sana kucak açarım, sen beni kendine aşık etmek için klişe lafları birbiri ardına sıralarken, peşimden koşarken seni mutlulukla izlerim, çünkü bilirim, neticede sonu sadece bir hoşçakal'dır. Sen beni üzersin ve ben ağlarım, belki de yalvarırım, ama bu sana değil, kendime yeniden gelebilme çabamdır, ben ağlarım, çok ağlarım, hatta hep ağlarım ama aşkı senden çok daha iyi bilirim ve bu yüzden en çok ben ağlarım, sen gülersin, dışından, konuştukça büyürsün içimde, aynı zamanda da yok olursun, ve sen günün birinde bana haksızlık ettiğini düşünüp geri geldiğinde, 'ben gerçekten gülümsüyor olurum'..
Kadın bir çocuktur aslında..
Çocuk gibi davranmayı sever.
Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati
göstermesini de ister.
Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak
okşamalıdır erkek kadını.
Ama her kadın çocukça da olsa
dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.
Yani bir kadının çocukluk yapmasına
izin vereceksiniz ama asla
onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz..
Bir kadın güçlüdür aslında.
Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.
Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez.
ister ki erkeğin gücü kendisine huzur versin.
Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile
erkeğin yapmasını bekler.
Böylece hem daha kadın
olduğunu hissedecektir, hem de erkeğin
ne kadar güçlü olduğunu görecektir.
Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde
onu engelleyemezsiniz.
Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar..
Bir kadın sevgilidir aslında.
içinde her zaman sevgiyi taşır.
Sevdiklerinden kolay kolay ayrılmaz.
Sevdiklerini kolay kolay kıramaz.
Zor sever ama tam sever.
Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için
yüreğinin kabul ettiğini
beyninin de kabul etmesi gerekir.
Ve sevmese de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.
Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz.
Ancak beyninde yer etmemişseniz
her an terk edilebilirsiniz..
Sevmediği halde terketmeyen kadınlar da
vardır elbette.
Bunun nedeni ise engelleyemedikleri acımak
duygusudur..
Bir kadın yalnızdır aslında.
Hiç bir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz.
Kendine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır.
Hiç bir anahtar o dünyanın kapısını açamaz.
Yalnızlık onun sığınağıdır.
O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına
hep kendisi karar verir.
Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız,
onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz..
Bir kadın bilgindir aslında.
Neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez.
Yaratıcılığının sınırı yoktur.
Ama bunu ortaya çıkarmak için,
hayatının erkeğini bekler.
Hoyratça harcamaz yaratıcılığını,
sadece erkeğine saklar.
Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz
çok şanslısınız demektir.
Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır..
Bir kadın hayattır aslında.
Çünkü; hayatın içinde olan herşey,
ancak içinde kadınlar olduğunda anlam kazanır.
Yemek yemek, su içmek bile..
Bir kadının elinden içtiğiniz suyla, kendi kendinize
bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki
lezzet farkını anlayabiliyor musunuz.?
Anlıyorsanız ne mutlu size.
Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz..
"dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaydaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kim zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine; sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutmağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi , pırıl pırıldı. Herkesin, - Veli ağanın öküzleri gibi öküz, yoktur, demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!"
yusuf atılgan-aylak adam
mutluluğu yalnızca bir kadında aramak çok da kötü bir düşünce değil esasında ve fakat esas mesele bunu kaldırabilecek bir kadını bulabilmek.