yüzündeki derin çizgilere, saçlarındaki beyazlara zerre aldırmadan o ilk günkü heyecan ile yüzüne bakıp, gözünüzün gözüne her çarpmasında yıllara meydan okurcasına içinizin titremesidir her defasında, aynı şiddetle. titreyen ellerinle titreyen ellerini sarmak, yolda yürürken, parkta otururken sımsıkı tutmaya devam etmektir ayırmaksızın. "gerçek" sevgi, "gerçek" aşk dahası da "gerçek" tutku, tutkudur o'na!...
işte gerçek aşk ve gerçek huzur olarak tanımlayabileceğimiz durum. bir düşün yıllardır aynı kadın , artık ağzından çıkacak kelimeleri ezberlemişsin. ezberlemişsin tenini. kokusunu çekmişsin defalarca. bir düşün , içten içe akmış ılık ılık. bağımlılık yapmış böylece. büyük bir aşk budur. tanımaktır , içine almaktır yılları büsbütün!
her erkeğin/ergenin hayalidir, yanı basında hatun, bi bakmışsın maziye 35-40 yıl olmuş, içini garip bir huzur kaplar hele birde halin vaktin yerindeyse, işlerden elini ayağını çekmişsen, haftada bir torunların gelir onlarla vakit geçirirsin, eğlenirsin. Yaşlı bir bünye için hayatın anlamı daha ne olabilir ki?
dedenin anneannen ile yaşlanması, bunlara verilebilecek en şahane örnektir. Tonlarca anıları vardır bu çiftlerin. Böyle ağzın bir karış açık, salyaların aka aka dinlersin onları, özenirsin, "böyle aşk kaldı mı?" bile dersin.
çok şükür çevremdeki her erkeğin rüyasıdır. ancak buradaki kadın herhangi bir kadın değildir, en küçük bir "acaba" yaşamadığınız, hatalarıyla kabul ettiğiniz, her şeyiyle sevdiğiniz kadındır.
kareli defterlerde formullerin yanına sıkıştırdığınız isimle yaşlanmaktır. bir eşitlik yaptığınızda sağda bulunan değer, ömrünüzü adayacağınız kişiyi belirtir.