erkek dünyası için gereksiz kutsallaştırmanın yanısıra ben itiraf edeyim boktan bir durum.
son günlerde istihbarat çalışıyorum belki de anlamaya çalışıyorum. yakın geçmişte şimdiye kadarki hayatımın üçte birini gasp etmiş olan kadının evli mutlu çocuklu hallerine denk geldim, iyi gelmedi ruhuma bu durum ama kabullendim hatta onun adına mutlu falan oldum kendi kendime. sonra düştü içime bir kurt evlilik arefesinde ve ilişki süresinde bana yapmadığı kaprisi bırakmayan kadının şimdiki hayatı nasıl olurdu acaba. baktım bir subay ile evli. artık o da istanbul'da yaşamıyor gitmiş karadeniz ereğlisinde bir yere kondurmuş mabadını.
iyi güzel de bizim ilişkimizin üçüncü senesiydi ben sınavlara girip oradan yola devam edeceğimde ne ailesinin şehir dışına göndermeyeceği kaldı ne bilmemne boku püsürü. soğudum gitmedim. iyi ki de gitmemişim diyorum tabi bana göre değil oralar tam cinnet geçirmelik olurdu yoksa. şimdi anlamadığım nokta şurası ben subay olduğumda şehir dışına göndermeyecek olan ailesi nasıl oldu da gönderdi ki? hoş bizim ilişkimizin bitişine canlı şahit olunca müstakbel kayınvalidem "bu çocuğu bile çileden çıkarttıysa kesin evde kalır" diye korkup itelemiş olabilir.
bir kadının ilk erkeği olmak kendi tecrübem ve çevremdeki verilere dayanarak söyleyebilirim ki boktan bir durumdur. daha dünyanın kaç bucak olduğunu görmemiş kadın insanı her türlü kaprisini, çocukluğunu falan bu ilk erkeğe yapar. he aradan yıllar geçince çark eder ama artık çok geç olmuştur, bu son fasıldır ey gönlü. bir ilişki denkleminde ilk erkekseniz haberiniz olsun pek çok konuda sikilme ihtimaliniz var. ama o afralar tafralar falan ilk erkekle beraber gider genellikle ikinci erkekle beraber artık ilişkinin denklemi erkek olanın sikeceği şekilde kurulur.
not: sarhoşum, bu yazı dahil bu gece yaptığım hiçbirşeyi hatırlamayabilirim.
her erkeğin yaşamak istediğidir. ama bir tane laf vardır bilir misin? 9 kere sev onuncu olayım, gerçekten sev sonuncu olayım diye. gülücük gülücük gülücük.
Dokunmak sevmeye eş değildir her zaman. Her kadın için de ona ilk dokunan en sevdiği değildir.
Özel bir anlam yüklenecek kadar değerli değildir yani bu durum.
Ben onun ilk erkeğim diyerek yaptığınız tatmin neyin tatmini?
En çok beni sevdi diyemiyorsanız bunun ne önemi var.
kadının erkeğe olan lütfudur. aynı zamanda kız babası olmakla eş anlamlıdır. kadın için o erkeği çok özel yapan durumdur. ilkler unutulmaz. ama asıl önemlisi bir kadının son erkeği olabilmektir. son erkeği olmaya layık olabilmek.
ek:bir kadın göğsünde huzuru bulduğu insanı unutamaz! net abi unutmamalı yani. zor olan kısım ise o kadının da erkek için ilk olması ve ilişkinin bitmesi. (bkz: katil olmam işten bile değildi.)
edit: siz bakmayın bende anlamadım ne anlatmak istediğimi *
genellikle kızcağız ergenlik yaşlarındadır ve bu yaşlarda ilk defa sevgilisi olmuş bir kız bu ilk sevgilisini sanki hayatı boyunca sahip olacağı, seveceği tek erkekmiş gibi düşündüğünden birtürlü vazgeçemez. ilişkinin artık gerçekten bitmesii gerektiği durumlarda da bu baya sıkıntı yaratır, bir türlü kopamaz. işin ilginci bu kızcağız büyüdüğünde de bu yaptığı davranışın ne kadar gereksiz olduğunu anlar. sonradan o ilk sevgilisinden daha iyi sevgilileri olduğunda o salak için ne kadar da ağlamıştım dediğini duyabilirsiniz.
ilkti, kimseye güvenme gereksiniminde bile bulunmamıştım ona kadar. çok sevdi, çok çırpındı, çok dertleri aşarak başladık ve onu ömrüm boyunca bir an bile sevgisiz bırakmamalıyım diye and içmişçesine sevdim. sevdi. tüm kusurlarını örttüm, her anımda onun sembolü diğer yarısı olarak gördüm kendimi ve yakışmayacak hiçbir hareketi yapmadım; gülüşümden oturuşuma konuşmama tercihlerime kadar, aklınıza gelebilecek her şeyde onu kalbimde taşıyarak karar verdim o benden gitmişken benimle değilken dahi düşünmeden sorgulamadan sevdim. bıraktı beni, belirli geçerli nedenler sundu. insanların uydurmuş diyebileceği nedenlerdi. hiç kimseye anlatmadım, sustum ona bile, sevdim dua ettim çok sevdim, canımı paramparça eden şeyler yaptı, soğuyayım diyedir dedim, belki aptalca olarak yorumlanır ama her kusurunu kendime bile örttüm. geldi sonra, sonra bi' şey olmadı gitti, sonra ben gittim ona, çölün ortasında susuz kalmış gibi bıraktı kendini kalbime, aslında her seferinde bunu yaptı ama gitmeyi çok güzel öğrenmiş olsa gerek hep giderdi. 2 sene olmuştu ilk günden bu yana, ben bu sefer de sorgulamadım bana yaptıklarını, dolu dizgin sevdim yine, sonra yine gitti be,
aslında çok uzun
ama gitti
sevemiyorum dedi
ilkimdi ve sonum da
ama yok
sanırım ben onu çok severek vazgeçilmeyecek biri olduğu hissini kazandırdım ona
beni kaybetmekten çok korkarken, o güveni verince hep kaybettirdi kendini
gitmeyi öğrendi
çok sevdim asla anlatamayacağım kadar çok sevdim
Kasıt heralde onun hayatına girmekten ziyade sikmek değil mi? Yoksa ben mi yanlış anladım?
Yok anlamadım, Hah iyi o zaman şöyle anlatıyım, bir kadının ilk erkeği olma olayını sikindirik bir Zara bağlarken ki o yaptığınız romantik fakat olayı taşıdığınız bu kaba mecra için sizi , ağzımın bozukluğu için de benim tiyniyetimi sikeyim!!!
Anlamadın demi mal kardeşim? Sözde romantik yavşak seni?
Siktir et anlama ben ne bok olduğunuzu çok iyi anlıyorum ...
Genelde kadınlar tarafından kötü hatırlanan oldukça Zor durumdur. Çünkü kadınların tabuları korkuları yüzünden hiçbir zaman gerçekten istemez erkekler ikna eder zorlar ve kadında ister istemez tecavüze uğramış hissi olur. Erkekler anlayamaz. ilkiyim diye hava atarlar halbu ki nelere yol açtığının farkında değillerdir.