bir kıç ve bir adamın hikayesi

entry2 galeri0
    1.
  1. voila!

    buyrun efendim en sevdiğim hikayeye şimdi!

    hiç sana kıç deliğine konuşmayı öğreten adamın hikayesini anlattım mı?
    bütün karın bölgesi aşağı yukarı hareket ediyor.sende osuruktan kelimeleri anlamaya çalışıyorsun.
    daha önce duyduklarıma hiç benzemiyordu.
    coşkulu, kalın, sulu bir sesti. (peh! pislik!)
    koklanabilen bir ses.
    karnavalda çalışıyordu.
    sanki yeni bir vantrolog gösterisi gibi başlıyordu.
    bir süre sonra kıç kendi adına konuşmaya başladı.
    içeri hiç hazırlık yapmadan giriyordu.
    kıçı da her seferinde doğaçlama söylüyor ve şakayı ona geri paslıyordu.
    ardından diş gibi ufak törpümsü, bükülmeyen kancalar geliştirdi ve yemeye başladı.
    başta zekice olduğunu düşündü ve bununla ilgili bir numara geliştirdi ancak kıç deliği pantolonu delip sokaklarda konuşmaya ve eşit haklar istediğini bağırmaya başladı.
    sarhoş bile oluyordu. ağlama nöbetlerine giriyor herhangi bir ağız gibi öpülmek istiyordu.
    sonunda sürekli konuşmaya başladı.
    bloklarca ötede bile duyabiliyordunuz ve ona susması için bağırıyordunuz.
    adam önce onu yumruğu ile dövdü mumla bile tıkadı ama…
    hiçbiri işe yaramadı ve kıç deliği sonunda ona şöyle dedi:
    “sonunda susan sen olacaksın. ben değil.”
    “çünkü sana artık buralarda ihtiyacımız yok.”
    “konuşabiliyor, yiyebiliyor ve sıçabiliyorum.”
    bunun ardından adam sabahları ağzının her tarafında kurbağa yavrusunun kuyruğu gibi saydam bir jöle ile uyanmaya başladı.
    adam ağzını silmeye çalıştığında parçalar yanan benzin jölesi gibi ellerine yapışıyor ve orada büyüyordu.
    en sonunda bütün ağzı tamamen mühürlendi gözleri dışında tüm kafası kendiliğinden düşüverdi.
    kıç deliğinin yapamadığı tek şey görmekti.
    gözlere ihtiyacı vardı.
    ama sinir bağlantıları tıkanmış içlerine sızılmış ve dumura uğramıştı.
    beyin artık emir veremiyordu.
    kafatasının içine sıkışmış mühürlenmişti.
    bir an için beynin gözlerin arkasındaki sessiz, çaresiz acı çekişini görebilirdiniz.
    ve en sonunda beyin öldü çünkü gözler sönmüştü.
    gözlerin içinde, bir sapın ucundaki yengecin gözlerinden fazla duyum yoktu.

    naked lunch 1991 de
    1 ...
  2. 2.
  3. ne zaman böcek görsem aklıma gelen hikaye.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük