ah sevgili kürt kardeşim,
senin köylerinin yakıldığını, işsizlikle savaştığını, açlıkla boğuştuğunu, hep iki arada kaldığını, alnına silah dayansa devletin sana koşamadığını, olmayan köprüler nedeniyle sana yardım edilemediğini, zorla öğretilen dilin yüzünden hep yarım, arada, sıkışık yaşadığını, gencecik yaşında kahvelerde çürüdüğünü, açlıkla terbiye edildiğin için dağlara sığındığını ben çok iyi biliyor ve anlıyorum.
ama sevgili kürt kardeşim,
benim de köklerim senin toprakların ben de o acıların içinden, bağrından geçenlerin çocukları, torunlarıyım ama ben bir gün bile kendime ben Kürt müyüm? Arap mıyım? diye sormadım, düşünemediğimden ya da asimile olduğumdan değil, bu ülkede yaşıyorum ve Türkiye Cumhuryeti vatandaşıyım, faşistlik yapmıyorum, kürdüm, lazım diye. benim evimde de 24 saat Arapça konuşuldu, annem, babam Türkçeyi okullarda öğrendi ama bunu yadırgamak niye? ingilizce öğrenmek gücüne gitmiyor da, bu topraklarda seni bütünleştiren, ortak bir payda da buluşturan, yazdığının anlaşılmasını sağlayan, konuştuğunun dinlenmesini sağlayan şu coğrafyanın dilini konuşmak niye bu kadar koyuyor sana?
ah sevgili Kürt kardeşim,
hep kendini acındırarak neler elde etmeyi düşünüyorsun? kendine önder seçtiğin adamlar, kadınlar ve yöntemleri insanlığına yakıştırıyor musun? bu kadar yazıyorsun ya bilmiş bilmiş, peki bunu hiç düşünmüyor musun? niye ezelden beri tüm batı ülkeleri benim sırtıma biniyor diye? o kadar gururlusun ama az da olsa ekmeğini yediğin, geç te olsa kendini sana affettirmek isteyen bu ülkeye hiç saygı duymuyorsun da başkalarının yalakası olmak mı hoşuna gidiyor?
ah sevgili Kürt kardeşim,
dersaneden çıkıp otobüsle evine, babasına giden kızları yakmak, otobüslere ateş açmak, canlı bombalıkla 8-9 kişiyi öldürmüş teröristin ardından gözyaşı dökmek, kendi dediğin gibi kürt kardeşini öldürmek, öğretmenleri, hemşireleri, doktorları katletmek... senin halkını kurtarma planın bu mu?
ah sevgili Kürt kardeşim,
Diyarbakır'da, Mardin'de, Şırnak'ta hepimizin olsa sana giren ne olacak?nedir bu rahatsızlık?
işte sevgili kürt kardeşim senin ağlamaktan, zırlamaktan göremediğin ve kendini çok bi halt biliyormuş yerine koyup ta kabullenmediğin gerçekler bunlar.
ama ben bu acıları çekerken "dövlet bağa yardım etsin" demiyorum be güzel kardeşim. diyemiyorum daha doğrusu. öyle bişey söylemeye yüzüm yok utanıyorum çünkü.
ah be kardeşim aynı zorlukları urfalı, siirtli arap kökenli kardeşlerimiz de yaşıyor. Onlar neden zorbalık yapmıyor?
Kendini yakıyorsun kardeşim. Sana küfür ediyorsam, sen kaşındığından be sevgili kardeşim. Gel adam ol, bağrıma basayım canım benim. Sevgi pıtırcığım.
ah kardeşim, sen bombalar patlatmadın mı benim mahallemde?
sen vergi vermem, özerklik istiyorum dedikten sonra başlamadın mı devlet bize baksın demeye.
sen şehit etmedin mi özgürlük kisvesi altında benim vatanımın evladını.
işte o gün sorduk kendimize biz kardeş miyiz diye, kardeş kardeşe kurşun sıkar mı hiç?
diyarbakır özerk olsun dedin ya sen kardeşim, peki ne işin var diğer şehirlerim de..
biz şehitlerimize cenaze düzenlerken sen demedin mi asıl biz gerillalarımıza üzülüyoruz diye.
sen dayak yemişsin ya polisten biz yemedik mi güzel kardeşim. daha 2 gün önce mahallesini korumaya çalışan zeytinburnu'lular polisten dayak yemedi mi?
bugün sen hala özgürlük diyorsan, hala silahlı eylem yapıyorsan seni kardeş gördüğümüz içindir, ama biz artık inanmıyoruz senin de bizi kardeş gördüğüne...
işte ben türk oğlu türk olarak yazıyorum bunları ama çocukken bilmiyordum türk nedir kürt nedir. annem hiç söylememişti bana sen türksün onlar kürt diye ama malesef 9 yaşımdaydım bana biri gelip ben kürdüm sen türksün dediğinde. biz bağrımıza bastıkça kurşun sıktınız bağrımıza, biz sarılmak için kollarımızı açtıkça özgürlüğümü kısıtlıyor bu kollar dediniz.
hele bir de çıktınız bize soykırım yapılıyor dediniz ya,
kardeş acısını koydunuz bizim içimize.
şimdi yas tutuyoruz kardeş acımızdan. ama ayağa kalkacağımız günde gelir. tek temennim o gün gelmeden tekrar kardeş olarak sarılırız birbirimize çünkü siz türkleri ayakta görmeyeli çok zaman oldu, belli ki unutmuşsunuz kardeşlerim.
ah be kardeşim ;
-bölgede görevli sağlık memurunu kaçırıyosun,
-bölgeye atanan öğretmeni öldürüyosun,
-uyuşturucu operasyonundan dönen güvenlik kuvvetlerine saldırıyosun,
-imamı sırtından haince vuruyosun,
en önemlisi temel hak ve özgürlükleri kazanmanın yolu olarak şiddeti seçiyosun.
not: güneydoğuya ve doğu anadoluya bugüne kadar yapılan yatırım. iç anadouya , karadenize egeye yapılmadı. nankör, kıymet bilmez mahluklara yapıldı. 20 cocuk doğurup ortaya salıp, zırlayan mahluklarsınız. yalancısınız mektubunuzda yalan.nankör sığıntılar.
ah be kürt kardeşim, tüm dünya size kimlik bile vermezken türkiye sizi canı kanı bellemiş, aynı kimlikten sizede vermiş. üstüne üstlük para sahibi olsunlar diye yeraltını sizlere vermiş, para sahibi olsunlar diye uyuşturucu ticareti yapmanıza izin vermiş. anayasasında hiçbir ırka atıfta bulunmayarak herkes eşit demiş. iç anadolunun bir çok köyünde yol bile yokken taa gitmiş iran ırak sınırlarının olduğu köylere asfalt yollar dökmüş.
yaz yaz bitmez bu nankörlükler, lakin halk uyanmaya başladımı ne?
kanka, senle biz etle tırnak olduk. bunu söyleyince birileri "aha gene aynı mıhabbet diyor" ama gerçekse bir milyon kere söylerim. devam edeceğim söyemeye.
lakin bu fransızn, almanın, arapın vs. nin senin özgürlüklerine olan hassiyetleri neden korsikalılara, bawyeralılara, vs. ya yok.
biz senle orta asya dan beri beraberiz. daha uzun asırlarda beraber olacağız. yanımda ol.
tarih uzun bir maratondur ve hep türkler kazanır
biz tarihte hep öldük, daha da ölürüz, devlet için. bizim işimiz bu. devlet kurar, devlet yıkarız.
baksana cumhuriyet kurduk daha 100 sene olmadan osmanlı devleti nin rolüne hazırlık yapıyoruz. olacak inşallah.
sizi seviyorum. arada kanımı döken, kanıdırılmışlar aranızda olsa da.
bu ülkenin egemen güçleri kendi gibi düşünmeyen herkese aynı davranmadı mı? yok sayılan sadece kürtler miydi? zamanında herkese tek tip vatandaşlık dayatması yapılmadı mı? sadece kürt köylerinin mi adı değişti zannediyorsun? sırf antep ağzı isimler diye kürep köyünün, körkün köyünün, adı değişmedi mi zannediyorsun? sadece bu dayatma sana mı yapıldı zannediyorsun?
ah sevgili kürt kardeşim ben seni anlıyorum da...
yatırım yapılmayan tek yerin senin yaşadığın yer mi zannediyorsun? hiç gaziantep'e geldin mi? bak etrafına bakayım devletin ne yatırım yapmış? git orta anadolu'ya git karadeniz'e kaç tane şehirde devlet yatırımı var ki doğru dürüst?
ah sevgili kürt kardeşim ben seni anlıyorum da...
sen çocuğuna kürtçe eğitim vermek, alevi vatandaşların cem evinde rahatça ibadet etmesini istiyorsun. 28 şubat süreci devam ederken camilere çok mu rahat gidiliyordu. halen insanlar çocuklarına kendi inançlarını çok rahatlıkla öğretebiliyorlar mı? ben hiç anadilimi konuşurken dayak yemedim ama bacılarımız başörtüsü ile okula gitmek istediklerinde tartaklandı. sırf che tişörtü giyiyorlar diye polisten dayak yiyen arkadaşlarım oldu benim.
ah sevgili kürt kardeşim ben seni anlıyorum da...
suriye ve ırak sınırı kapatıldığında e nçok zararı görmüş şehirlerden birinde yaşıyorum ben. o kapıların kapatılmasında beraber zarar gördük.
ah sevgili kürt kardeşim acıları beraber yaşadık ama...
bizden hiç kimse dağa çıkıp mehmetçiğe kurşun sıkmadı. elimize bez parçaları alıp devleti bölmeye kalkışmadı. sırf kapılar kapalı ekmek batıdaki illerde diye memleketini bırakıp gitmedi. benim hemşehrilerim gaziantep'te 4. organize sanayi bölgesini açtı hiç bir devlet yatırımı olmadan. ha bu sanayi bölgesinin yarısı kürttür ve senin hemşehrindir. senin hemşehrin gaziantep'e geleceğine o yatırımı memleketinde yapsa senin memleketin bu kadar geri kalır mıydı kürt kardeşim. şimdi diyeceksin orda imkan fazla falan. teşvik yasasını okumadın mı kürt kardeşim. elektrikte, suda, vergide hangi ilde yatırım yaparsan devlet destek oluyor.
bütün suçu devlette arama sevgili kürt kardeşim biraz da özeleştiri yap kendine. etrafında geçmişte kim ne acılar yaşamış sen de onlara bak. onlar sabrederek emek vererek o acılardan nasıl kurtulmuş onları örnek al. gençlerinizi, gençlerimizi dağlarda heba ettirme. boş hayaller peşinde koşturma.
sen kendi memleketine sahip çıkmayıp kendi soydaşların dağdan sana eziyet ediyor diye kaçmış gelmişsin istanbul'a, ankara'ya, mersin'e, gaziantep'e sen kendi memleketine kendi soydaşına sahip çıkmamışsın başkasını nasıl suçlarsın.
--spoiler--
Ah sevgili Türk kardeşim, ben seni anlamaz mıyım?
Ben dayak yiyerek öğrendiğim bir dille de olsa, seninle aynı ders kitaplarıyla eğitilmedik mi? Beş sınıf için tek öğretmenimiz de olsa, aynı öğretmenlerden ders almadık mı?
Her yıl 20-30 bin kolej ve özel okul mezunlarına figüran olmak için üniversite sınavlarına girmedik mi? Hasbelkader üçüncü sınıf bir fakülteyi bitirip, hep beraber işsiz kalmadık mı?
Ah sevgili kardeşim, ben seni anlamaz mıyım?
Askerde dil, din, ırk farkı gözetmeksizin, dayak yemedik mi? Komutanın köpeğine, hanımefendinin kedisine, paşanın çiçek serasına nöbet tutmadık mı? Kırıkkale tüfekleriyle üç mermilik atış eğitiminden sonra, dağlara savaşa yollanmadık mı? Elimize tutuşturulan pimi çekilmiş bombayla eğitim kaybı olmadık mı?
Ah sevgili kardeşim, ben seni anlamaz mıyım?
Gözümüzü açtığımız günden itibaren, gerçek dünyada her gün yalanlanan bilgilerle donanmadık mı? Hani; insanlığın büyük göçle Orta Asyadan dünyaya yayıldığı, Kızılderililerin bile Türk olduğu, Almanya savaşı kaybettiği için Osmanlının hükmen yenik sayıldığı, Kürt diye bir halkın olmadığı, Ermenilerin toplu şekilde intihar ettiği.
Ah sevgili kardeşim, ben seni anlamaz mıyım?
Yurtseverlerimiz aynı zindanlarda işkence görmedi mi? Yaşımız büyütülüp on yedisinde asılmadık mı? Özgürlük, emek, sol ve daha bir yığın kavram sakıncalı diye belletilmedi mi bize? Korkudan kitaplarımızı yakmadık mı? Şairlerimiz, yazarlarımız, sanatçılarımız cezaevlerinde, sürgünlerde ölmedi mi? Dostlarımıza düşman, düşmanlarımıza dost edilmedik mi? Köylüyü cahil, dindarı yobaz, Kürtü hain, Ermeniyi piç, Yunanı kahpe, Almanı orospu, Museviyi tefeci diye öğretmediler mi?
Ah sevgili kardeşim, ben seni anlamaz mıyım?
Devlet dairesinden bugün git yarın gel diye, karakoldan dayak yiyerek gönderilmedik mi? Bankalarımızdan 50 milyar dolar çalınıp, vergi olarak bize ödettirilmedi mi? Bu ülkede her şey nüfusun yüzde 20si iyi yaşasın diye düzenlenmedi mi? Kitap yazanlar 20 yıl cezaevinde yatarken, bizim emeğimizi çalan ihale düzenbazları, banka hortumcuları, hayali ihracatçılar serbest bırakılmadı mı?
Ah sevgili kardeşim, ben seni anlamaz mıyım?
Yükün ağır. Doğru bildiğin her şey tuzla buz oluyor ellerinde. Yokluğuna inandığın, varlığından bihaber yaşadığın her şey, hayaletler gibi sağında solunda peyda oluyor birer birer. Dahlinin olmadığı katliamların kanı sıçrıyor üzerine, kör zindanlarda işkence görenlerin çığlıkları dolduruyor dört bir yanını. Ve üzerine kan sıçratan katiller, korkularını besliyorlar günbegün. Örtüleri sıyrılmış yalanlarını görmemen için, yeni yalanlar boca ediyorlar üstüne.
Ah sevgili kardeşim, ben seni anlıyorum da, sen de biraz çabalasan, anlamak için.
Sana devlette rüşvet yok desem, inanmazsın. Sana devlette torpil yok desem, inanmazsın. Yani devletin hepimize her fırsatta yalan söylediğini kesin bir inançla bilirsin. Ama aynı devletin sana Kürtlerle ilgili, Ermenilerle ilgili, tarihle ilgili söylediği her şeye istisnasız inanırsın. Bu sana garip gelmiyor mu?
Şimdilerde 24 saat Kürt sorunu konuşulurken, 10 yıl öncesine kadar, Kürt yok denmesi hiçbir soru işareti yaratmıyor mu sende?
Bulgaristanda, Kıbrısta Türklerin kimlikleri için mücadelelerini haklı buluyorsun da, 20 milyon Kürtün kimliğini neden bu kadar önemsiz görüyorsun?
Benim çocuğum kendi anadilini öğrendiğinde, Trakyadaki ayçiçeği hasadı mı azalacak? Alevi Cemevinde ibadetini yaptığında, Manisadaki üzüm bağları daha mı az meyve verecek?
Bir ülkede eşit olmak, o ülkenin maddi ve manevi bütün imkanlarından eşit şekilde yararlanmak değil midir?
Ankarada bir tepeye 6 tane hastane kurup, en basit tedavi hizmeti için insanları 1500 km getirtmek, bir gelir transferi değil midir? Çocuğunu tedavi ettirmek için Hakkariden Ankaraya, istanbula gelerek, tarlasındaki mahsulün, yaylasındaki koyunun parasını buralarda harcamak zorunda kalanlar olmasın, buranın gelişmişliğine katkı yapanlar? de Türkiyenin 3. büyük ticaret ve sanayi şehri olan Diyarbakır, Kürtlerin aptallığı yüzünden mi bu kadar geri kaldı?
Kürt bölgesine yol ve fabrika yapılmasına, Kürtlerde ulusal bilinç oluşur” diyerek engelleyen Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmakı hiç merak edip Celal Bayarın anılarında okumadın mı?
Türkiyede kamuda istihdam edilmiş insanların etnik dağılımı, gerçekten Kürtlerin nüfuslarıyla doğru orantılı mıdır? Kürtlerin dillerinin farklı olmasının ve eğitim alamamalarının bunda hiç etkisi yok mudur?
iranla, Irakla, Suriyeyle, Ermenistanla sınır kapıları yıllarca kapalıyken, dış ticaretin o bölgeye 2000 km uzağa düşmesi yoksulluğumuzun bir sebebi olamaz mı?
7 yaşından sonra bir dili yarım yamalak öğrenerek, seninle aynı sınavlarla ölçülmemin haklılığına gerçekten inanıyor musun?
Sen hiç anadilini konuştun diye dayak yedin mi? Senin baban, annenin gözleri önünde köy meydanında çırılçıplak soyuldu mu? Vatandaşı olduğun ülkenin güvenlik görevlisi sana dışkı yedirdi mi?
Ve sırf bu yalanlar üzerine inşa edilen düzenin devamı için, bu devletin dünyaya ne kadar ödün verdiğini düşündün mü? ihtiyacımızın olmadığı ne kadar denizaltıya, tanka, savaş uçağına, ne kadar para ödendiğini hiç merak etmedin mi?
Ah sevgili kardeşim, biliyorum yükün ağır.
Bütün bunların diyeti bana mı düşer diyeceksin? Ben de onu söylüyorum işte. Peki tamamı mı bana düşer? Hiç mi anlamaya çalışmayacaksın? Hiç mi elini taşın altına koymayacaksın? Hiç mi bu yalanlarla yüzleşmeyeceksin? Daha ne kadar muktedirlerin sofrası dolsun diye, o kahrolası tabutları dolduracak, kendi kardeşlerinin kanına gireceksin?
Daha ne kadar bu günaha ortak olacaksın?
Benimle kucaklaşmadan güçlenemeyeceğini, ben özgür olmadan, özgür olamayacağını ne zaman anlayacaksın?