birgün yolda yürüyorsun ve işsizsin. canın o kadar sıkkın ki dokunsalar ağlayacaksın çünkü tutunmaya çalıştığın hayat dalının yarısı kırık durumda. bir gün daha kalsan kopacak ve düşeceksin umutlarını kaybederek...
derken, karşıdan pişkin muhabir geliyor ve kariyeri boyunca sorabileceği en saçma soruyu soruyor.soru şöyle;
- geçim sıkıntısı çekiyor musunuz?
kendisine verilecek cevap çok önemli değildir aslında.o da işini yapıyor.eeee ne de olsa o da bir işçi.vesselam cevap verilir soruya:
+ sen hiç işsiz kaldın mı?**
- akşama kadar sokaklarda geziyorsun.. bazen gece, bazen gündüz. kimseler olmuyor, belli saatlerde. o zaman, içinde bulunduğun şehrin kokusunu duyup, birkaç mısra yazmaya yeltenmiyomusun??