yanlış hatırlamıyosam geçen sene biten bi atv dizisi.
böyle tanımladım çünkü benim için bu diziyle ilgili en önemli şey nihayet bitmesiydi.
başlarda güzelken esmanın gittikçe kime aşık olcağnı şaşırmasıyla dizinin de feleği şaşmış, hikaye esmanın sevgili krizlerine kilitlemişti.
sırasıyla önce demire sonra demirin abisi olan selime sonra da adı her neyse birine daha aşık oldu ve bu insanların hepsini dengesiz davranışlarıyla tüketti esma. ayrıca abi kardeşi birbirine düşürmüştü, bi de ekşisözlükte okumuştum, ozan güven bu durumla "eğer ölmeseydi babamla da evlencekti" diye dalga geçmiş.
ki komik gerçekten.
şu sıralar internetten tekrar izlediğim atv dizisi.gerizekalı esmanın gerizekalı davranmaya başladığı bölümler gelince bırakmayı düşünüyorum.
o değil de o demir'e yazık oldu, gül gibi çocuktu, harcadılar...
kurtlar vadisi ile aynı saatte yayınlanan diziydi. kurtlar vadisi bittikten sonra - tabii ki bitmez bu dizi - reytinglerde birinci olmuştu. yanlış da hatırlıyor olabilirim. dizinin finalinde esma selime dönüyor.
biteli 8 sene olan dizidir. 8 sene geçti üstünden hacı abi 8 sene.. bu diziyi izlemiş kimse ilkokula bile gitmiyor artık ama ısrarla ilköğretimlerin zili hala bunun dizi müziği! çocuklar kesin 50-60 yıllık klasik bir eser sanıyordur ağzını kırayım.
bir zamanlar asmalı konak dizisi döneminde reyting alan bir diziydi, o zamanlar biz küçüktük vay anasına hayat işte o zamanlar youtube ve sözlükler den bir haber, ''anne garnım açıktı magarna var mı'' derdik büyüdük ve kirlendik.
yazacaktım bu dizi hakkında ama kenarda kalmış ve şimdi hazır aklımdayken "destur" diyerek girişeyim bu işe.
liseye başladığımız seneydi bizim bu dizinin, televizyon kanallarında boy gösterdiği dönem. tam da şu kurtlar vadisi virüsünün fena salgın olduğu, aynı okulda okuduğumuz bebelerin boyunlarında atkı, ellerinde tespih ve dudakları arasında "racon" ve "kafa" sözcüklerinin sıkça döndüğü dönemdi. aslında dizinin, ev hanımları arasında yaygın olması en büyük derdimdi diziye dair ama çok da dert etmiyor, izliyorduk. demir ve ferrari'si açıkçası ben kafasındaki ergenlerin fena ilgisini çekmişti daha dizinin ilk bölümlerinde sonra esma ve entrikalarla, ince espriler ve bazı güzel mesajlarla(belki biraz da şu subliminal dediğimiz türden mesajlar) devam etti. furkan'la fena sarmıştık diziye hatta bir kurtlar vadisi müdavimi tarafından ve bir yürüyüş esnasında "ev hanımı" yakıştırması gelince, benim de sinirim bozulmasına rağmen furkan'ın ayakkabı izini burnundan temizlemesi için ben uyarmıştım gene lavuğu.
sonra o dönemler kıraç tarafından yapılan müzikleri falan da yavaş yavaş kendini gösteriyor, dizideki enstrümantal şarkıların üzerine de sözler yazılarak bir "dizi albümü" peyda ediliyordu falan.
velhasılı şahsımın kişisel tarihinde güzel yer edinmiş bir diziydi bu. aklımdayken yazayım istedim.