çok değerli bir hocam bir gün öğrencilerini susturmak için elinin tersini masaya vurduğunda çıkan sesle bi an geçmişe dönüşünü ve bunun yıllardır merak ettiği öğretmenlerinden duyduğu ses olduğunu ve bunun kaynağını anladığı an nasıl mutlu olduğunu anlatmıştı.meğer alyansının sesiymiş bu.bay bayan fark etmez yeni öğretmenlik yapmaya başladığınız zamanlarda kendinizi ansızın sınıfta yüzükle gerilim müziği yaparken yakalıyorsanız bilin ki artık öğretmen olmuşsunuzdur.
veli toplantısında bir veliye: "aslında çocuğunuz zeki ama çalışmıyor. biraz gayret etse arkadaşlarına uymasa başarılı olacak" dediği an öğretmen olmuştur.öğretmen lafları tamamen içgüsüel bir şekide söylenir.hiç sanmıyorum ki eeğitim fakültesinde onlara bu laflar öğretilsin.öğrencilik yıllarında biliçaltına işleyen sözler, kişi öğretmen olunca günyüzüne çıkar ve şuursuzca dilinden dökülür.
diplomayla falan değildir, atandığını gördüğü ve ya özel sektöre kapağı attığı zamandır.işsizleri vardır bunların bir de, kendine yakıştıramaz öğretmenliği taki işe girene kadar.
staj yapmaya gittiğinde; girdiğin sınıftaki veletlerin sana "örtmenin, örtmenim" diye seslendikleri andır. bir garip hisseder insan kendini; toplasan 10 yaş çıkmaz aranızdaki yaş farkı.. güzeldir ama.. sonunda 6 yaşından beri okumanın bir nihayete erdiğinin, meyvelerini toplamaya başlayacağının müjdesini alırsın. öğretmen olmak istemeyen insanın bile içini kıpır kıpır eder o öğrencilerin dillerinden dökülen öğretmenim sözcüğü.. evet o öğretmen sensin..