Bu aralar cevremde öyle biri var. Söyledikleri sürekli birbiriyle çelişiyor. Mecburiyetten 3 ay aynı yerde kaldık. Bugün son görüşüm olacak çok mutluyum. Umarım bir daha karşılaşmam kendisiyle.
+Senin de ferrarin vardı diymi Burak
-Hı hı aynen niye sordun
+Bir türlü goremedik o ferrariyi be Burak
-Babam da şu an ya ondan
+Anlıyorum Burak anlıyorum (seni .....)
Hayattaki en kötü anlardan birisidir bu. Bide gözünüzü kapatıp inandığınız birisi ise yalan söyleyen gözünüze baka baka ömür boyu kapanmayacak bir yara açılır içinizde. Annenizden başka kimseye güvenmeyin.
sizi aptal yerine koymaya çalışırkenki aptallığını gözlemleyip zevk alabilirsiniz. sonra daha da aptallaşmasını görmek için karşısına geçip yaptıklarını tek tek sayın.
Hep yapmıyor muyuz? Yapıyoruz deyin. Bakayım daha ne kadar yalan atacak diyoruz. Sen beni saf sanıyorsun aslında asıl saf sensin diyoruz. Sonra bir gün laf arasında aslında ilk yalandan beri her şeyi bildiğinizi ima edince aldığı yüz ifadesinin verdiği keyif de çok az şeyde var.
Uzun süreli arkadaşlıklar birbirini idare etmek üzerine kurulu. Her cümleyi doğru kabul edince daha rahat oluyorsunuz.
Bir de ikili ilişkilerde yalan söylenmesi var. Bu yalanı fark eder etmez söylemek yerine daha uygun bir zamanı beklemek gerekiyor.
Kişi yalan söylemek zorunda hissettiği psikolojideyken yalanı yüzüne vulunca daha tepkisel oluyor ama zaman geçince o konuyu daha sakin konuşabiliyorsunuz.
bireyin kendisine yapılan bir fiilse, aptallık olarak nitelendirilebilir. Yakaladım ** çocuğu. bana yalan mı konuşabilecen he bi de şuna bak hele.. diye devam ettirilmesi gereklidir diye düşünüyorum.