ocak ayında, ağır havada, plane kalkmış yardıran fiber tabanlı bot üzerinde zıplar halde, dalış elbiseleri üzerindeyken ve yüzüne belirsiz aralıklarla buz gibi serpinti vururken mışıl mışıl uyuyan bir adam gördüm ben.
suya düşmeyeyim diye tutunmayı da ihmal etmiyordu.
Yalnız o acayip yerlerde uyumanın vardiği tatlıığı normal bir yatak vermiyor arkadaşlar. Geçen gün kahvede 20 dakika bile olsa uyudum ve çok tatlı geldi.
klozet başında kusarken uyumaktır. akabinde, arkadaşın kafası klozetin içinden çıkartılıp, yıkanmak suretiyle, uyandırmadan münasip bir yere yatırılır.
istanbulpark'tır efendim.
formula 1 2010 türkiye grand prix'inde pist içi görevlisi arkadaşın o kulakları sağır eden gürültülü ortamda yarışın 5. turunda kulenin altında uykuya dalması ve yarışın bitimine 2 tur kala arkadaşın biri tarafından uyandırılması hadisesine denecek bir şey yoktur.
yer matbaa. o kadar yoğundur ki işler haftada üç kez sabahlama olur ve çalışmaya devam edilir ki bilen bilir matbaa ofset ustalığı zor iştir, işleri ağırdır. sabaha karşı 04:00 gibi makinanın içinde sivişlerde bir sorun olmuştur. makinanın sivişine kolibandı yapıştırıp makinanın durmamasını sağlamak için koli bandı açılır ve bir parça dişlerinle koparmak üzere ağıza götürülür.sonra bir süre karanlık var çünkü uyuyorsundur. birisi seslenir "dort melek!" ve makinanın arasında koli bandı ağzına yapışmış dişlerinin arasında birşekilde irkilir uyanırsın bir an nerede olduğunu anlamaya çalısırsın. ** uykusuluk hiçbirşeye benzemiyor.
olay 2005 yılı temmuz ayında alsancakta bir binanın 6. katında gecer. ben hakkı ve nehir 3 adet 70'lik rakının üstüne birer tek tekila attıktan sonra hakkıyla ben karnımızın acıkması sonucu corba icmek icin sokaga cıkmaya karar verdik fakat nehir yürüyemiyorm diyince onu yanımıza almadık corbacıya giden yol hic bitmedi en son hatırladıgım corbanın üstündeki pul biber sonrası bugulu biraz, gözümü sanki tekrar evin önünde actım bu esnada kapının önünde duran arabanın sahibinden sözlük vasıtasıylada özür diliyim yeri gelmisken, hakkıyla biz birbirimize yaslanarak eve kadar cıkmayı basardık gittigimizde nehir uyuyakalmıstı bizde hic uyandırmadık ben sonra sonra kendime geldigimde nehirin uyuya kaldığı yerin pencerenin pervazı oldugunu ve bizim 6. katta oldugumuzu algılamamla birlikte ayıldım ama hayatımda hic bu kadar hızlı ayılmamıstım zaten ön camına kustugum canım arabanın üstüne birde nehirin düsmesi olmazdı gercekten...