7 yaşındayken ana babayla gidilen ve hayvanlar gibi koşturulup oynandıktan sonra bitkin düşüp, birleştirilen iki sandalyede fokur fokur uyunan bir yılbaşı eğlencesi..
binlerce yıl öncesinde, yine binlerce yıl o şekilde uyuduğumuz yer olan ağaçlardır.*
hatta tam uykuya dalma sırasında ayağın boşluğa düşme hissinin, genetik olarak taa buralara dayandığını söyleyen çok sağlam araştırmalar vardır. güvenlik gerekçesiyle, yaban hayattan korunma amaçlı ağaçların üzerinde uyurken, aniden uyku sırasında dut gibi yere düşebiliyormuş atalarımız. hâlâ insanların uykularında bu genetik paranoyak mirasla haşır neşir olduğu söylenir.
bir yaz gecesi, boş bir kamyon kasasında ilerlerken; altınıza atacağınız bir adet yer yatağı, gecenin verdiği serinlik ve yıldızların muhteşem güzelliği eşliğinde olabilir mi acaba?
lise yıllarımda bir giyim fabrikasında staj görürken kazan dairesinin olduğu yerde bulunan bir masanın altına kartonları yere dizerek uyumak.. Çünkü ustalar aradığında bulamayacakları tek yer orasıydı.. Kataratikli ısıtıcıyı da kendine cevirdin mi 2 dk. Da mayışırdım..
pilavdır. evet pilavdır. ya da benim duyduğum ve sanırım duyabileceğim en ilginç mekandır pilav*.
şehir efsanesi olma ihtimali de vardır ancak bir arkadaşım başından geçtiğini söyledi.
soğuk bir kış günü yemekhaneyi teftişe gelen komutan bir askerin eksik olduğunu fark edince arama emri verir. çok geçmeden kahraman askerin buram buram tüten pilavın üstüne kıvrıldığı fark edilir. savunması ise oldukça ilginç: yatmayah da donah mi?
dolap kapağı. evet bildiğin tek kapak yurt dolabının kapağı. saat 8deki sınava yetişmek için 7de kalkmanın akabinde giyinmek için açılan dolap kapağında uyuyakalınır öne doğru giderken dolabın içine düşüp uyanıldığındaysa saat artık 8 buçuktur! geçmiş olsun.