bir insanın tanrı ya inanmama sebebi

entry16 galeri0
    15.
  1. görmediği içindir. görmediği için "bana yediremezsiniz" boyutuyla bakıyor olabilir olaya. g.tü sıkışınca allah'a sığınacaktır. menfaat her yerde menfaattir.
    0 ...
  2. 14.
  3. 13.
  4. * yazdığı kitaplarda kendisinden bahsetmemesine bozulmuş olabilir. belki de, yazdıklarının çıkarlar uğruna değiştirilmiş olabileceğini düşünüyordur. belki de kitap yazarken, sadece o dönem için kullandığı ifadelerin universal olamayışını saçma buluyordur. belki de; kadınları erkeklerin sapıklıklarından korumak için yine kadınların cezalandırılmasını saçma buluyordur. Belki de; kitaplarına inanmıyordur. dinlere ya da... Tanrı denen varlık ise olması gereklidir sanki. Bir şekilde insan buna inanmak istiyor, dünya üzerindeki adaletsizlikleri gördükçe. Tam tersi de olabilir tabii: dünya üzerindeki çarpıklıkları gördükçe, tanrıya inancı kalmamıştır. Her şey olabilir yani. kitaplara, dinlere inanmamak mantıklı, akıllı bir insan için çok kolaydır aslında; ama yine de Allah'ı reddedebilmek bu kadar kolay değildir. bak şimdi ben de merak ettim neden inanmıyorlar diye.
    1 ...
  5. 12.
  6. yeterince günahı vardır bu günahlarını meşrulaştırmaya çalışıyordur.
    0 ...
  7. 11.
  8. tanrıdan hiç bir istekte bulunmucak kadar zengin olmak.
    0 ...
  9. 10.
  10. 9.
  11. 1.hiç bir yaratıcı yine kendi yarattığı bir mahlukatı kurban istemez.zira istediği zaman verdiği canı almaya muktedir olması lazımdır.
    2. tanrı insanların beyniyle ya da mevcut teknik imkanlarla çözemediği gizemleri aftettiği bir üstünlüktür. depremin nedenini dünyayı boynuzları arasında taşıyan öküzün sinirlenmesi olayına bağlayan insanoğlu öküze tapmaya başlamıştır. nil nehrinin taşkın yapmaması için tanrısallaştırılmış ve nil'e bakire kız adak olarak sunulmuştur.

    sonuç itibariyle tanrı insanoğlunun inanma ihtiyacından doğmuştur. mısırlının tanrısı nil, eski türklerin tanrısı dağ, cahiliye devri araplarının hubel olabilir. rütüellerdeki tanrı tanımları birbirinden farklı ise tanrı nın varlığı da şüphelidir.
    1 ...
  12. 8.
  13. (bkz: bu alemi gören sensin)
    Yok gözünde perde senin
    Haksıza yol veren sensin
    Yok mu suçun burda senin

    Kainatı sen yarattın
    Herşeyi yoktan var ettin
    Beni çıplak dışar'attın
    Cömertliğin nerde senin

    Evli misin ergen misin
    Eşin yoktur bir sen misin
    Çarkı sema nur sen misin
    Bu balkıyan nur da senin

    Kilisede despot keşiş
    isa Allah'ın oğlu demiş
    Meryem Ana neyin imiş
    Bu işin var bir de senin.

    Kimden korktun da gizlendin
    Çok aradın, çok izlendin.
    Göster yüzünü çok nazlandın
    Yüzün mahrem ferde senin

    Binbir ismin bir cismin var
    Oğlun, kızın ne hısmın var
    Her bir irenkte resmin var
    Nerde baksam orda senin

    Türlü türlü dillerin var
    Ne acaip hallerin var
    Ne karanlık yolların var
    Sırat köprün nerde senin

    Ademi sürdün bakmadın
    Cennette de bırakmadın
    Şeytanı niçin yakmadın
    Cehennemin var da senin

    Veysel neden aklın ermez
    Uzun kısa dilin durmaz
    Eller tutmaz gözler görmez
    Bu acaip sır da senin
    1 ...
  14. 7.
  15. her insana göre farklı olan bu sebep genellikle uzun bir şüphe ve araştırma döneminden sonra oluşur. bir insanın tanrıya inanma sebebi ise genellikle anne ve babasının da tanrıya inanmasıdır.
    0 ...
  16. 6.
  17. böyle bir sebep olmuş olsa bile* buna kendisi bile inanmayacaktır.
    2 ...
  18. 5.
  19. 4.
  20. Ben çoğunuzdan farklıyım baak bu da kanıtı işte deyimi.
    0 ...
  21. 3.
  22. inanmamasını gerektiren bir takım duygu ve düşüncelerdir. çoğu zaman inanmamaya davet eden düşünceler ana sebepmiş gibi görünür; kişi bu düşünceleri okumak veya dinlemek yoluyla onların etkisi altına girer ve bu etkiyi bir inanç haline getirir. ama aynı düşüncelerin onu etkileyip bir başkasını etkilememesi de gösterir ki, tek sebep düşünceler değil, aynı zamanda duyugulardır da. kalbinde böyle bir duygusu yoktur; içinde yoktur, ailesinden ve çevresinden de almamıştır. bu durumda inanmaması normaldir. ona illa da inan diye dert anlatmaya çalışan aptaldır. o, felsefi tabiriyle bir atesist, sosyolojik tabiriyle bir "allahsız"dır. kimse onu "inan" diye zorlayamaz.

    ama ayıp olan bu değildir. bir kişi inanmayabilir ve bu durumda allah onun için yoktur. ama onun için olmaması, başkaları için de olmamasını gerektirmez. oysa inançsız, çoğu zaman kendi inanmamakla kalmayıp, inananlara karşı militan bir konum almaya gider. inananların inançlarıyla alay eder, onlara nefret kusmaya ve inançsızlığın fanatizmini yapmaya soyunur. işte asıl ayıp budur ve tarih boyunca inananların tepkisiz kalmadığı durum da budur. inançlı kişi ona şöyle bakar: "sen ister inan, ister inanma; çok da şeyimde. ama benim inancımla alay etmeye kalktın mı, orada dur. unutma ki, her devirde inançlar, insanların uğrunda öleceği ve öldüreceği değerlerin başlıcasını teşkil ederler."

    işte böyle olduğu için de kriz başlar. çünkü hiç kimse kendi inancına ve kutsal değerlerine sövdürmek istemez.
    0 ...
  23. 2.
  24. inanmayan yoktur. inanmadığını düşünen vardır.
    0 ...
  25. 1.
  26. kişiyi bağlayan sebeplerdir. lakin iman nasip meselesidir, o imanı isteyene verir..
    2 ...
  27. 17.
© 2025 uludağ sözlük