Çaresizliktir.
insana sakinlik verir ama tepki verdirmez. Paylaşamazsınız onu üzüntü ya da öfke gibi. Kanser gibi kalır içinizde. Yıllar geçtikten sonra üzüntüler gibi anıya dönüşüp tebessüm de ettirmez, ömrünüzün son anında da hatırlasanız, yüzünüzü düşürür.
sevdiğiniz birini artık hiç göremeyeceginizi bilmek, onu kaybetmek. Ölüm, ayrılık... Ama daha yokluğuna bile alışamadığınız sevdiceğinizin sizi unuttuğunu, mutlu mesut yaşadıgını görmekte cok acıtıyor be...
cemal süreya açıklamış şöyle ki:
--spoiler--
sizin hiç babanız öldü mü?
benim bir kere öldü kör oldum
yıkadılar aldılar götürdüler
babamdan ummazdım bunu kör oldum
--spoiler--
içinde bir şey yapma isteği bulamama,imkansız birine tutulup göğüsünüzde büyük bir boşluk hissetmeniz, duvarların üzerinize gelmesi, nefes almakta zorlanmanız, hepsini bir anda yaşıyorsanız en bokudur.
ölüm cümlesi insanın hissedebileceği en berbat cümle olsa da, ölünesi bir ayrılık ve sonrasın da peşinden getirdiği çaresizlikte bir o kadar berbattır inceden.
daha seni anlamaya, tanımaya hiçbir fırsat vermeden gerizekalı ön yargılarıyla üzerini çizmeleri üç kuruşluk akıllarınca. allah senin üzerini çizmiş haberin yok oysa. çok acıdır.