şayet yarasa değilse ademoğlu geceyi uyuyarak geçirir ki bu gece hiç cümle kurmadığına delalettir-rüyasında ayda yılda bir sayıklaması istatistiksel açıdan önemsizdir-yani gece ortalaması hemen hemen sıfırdır.
sabah kalkar kalkmaz cümleler dökülmeye başlar,
-güaydın canım!
-kahvaltı hazır mı?
-saat kaç acaba?
-işe geç kalmasam bari?
vb. cümle montajlarıyla sabahtan öğlene kayılır.
öğlenleyin mekan ve yer değişikliğine bağlı olarak kurulan cümelelerde azalışlar ve artışlar olabilir.
bankaya gidildiyse numaratörden sıra alır sessizliğe gömülür;yahut bir şeyler okunur o süre içerisinde.
evdeyse tvye ya da internete dalmıştır.kurulan cümle sayısı ortalamanın çok altındadır.
öğleden sonraysa tam bir siesta yani şekerleme vaktidir.günün ağrılığı insana çöker hafiften bir uyku moduna düşülür cümleler tatile çıkar.
belki ansızın çalan telefon gün içinde birkaç tane ünlem cümlesi meydana getirme imkanı sağlar.
-alo napıyorsun
-efendim iyidir nolsun
-nerdesin
-işteyim akşam görüşürüz
-hoşçakal
vb. ifadelerle akşam yapılır.
akşamleyinse en yoğun cümle trafiğinin kurulduğu zaman zarfı olarak akıllarda kalır.
çünkü herkes ortak bir noktaya doğru koşar adımlarla gider.kuvvetle muhtemel o nokta evdir ya da dışarda yemek yenecek bir yerdir.
genelde üst baş ve biyolojik anlamda hırpalanan insanlar soluğu evde alırlar.
eve her gelen cümleyi basar:
-yemek ne var?
-ablam geldi mi?
-bugün var ya uyuz oldum otobüs şöförüne!
-bankadaydım var ya bir kuyruk vardı aklın durur!
-maç kaçta lan aç da bakalım!
durum itibarıyla kurulan cümleler kulaktaki boşluğu dolduracak kadar çoğalır.yani buradan ortaya çıkan sonuç şudur.
insan ne nitel bakımdan ne nicel bakımdan vasatı aşamaz;zira insan istatistiksel bir varlık olmadığını bu ve benzeri birçok konuda kanıtlamıştır ama bilerek ama bilmeyerek.
insanın ruh haline göre,
çene kaslarının yapısına göre,
uyuma süresine göre,
yaşadığı yere göre,
kaç kişiyle yaşadığına göre,
bulunduğu ortama göre,
yanındaki insana göre,
yanındaki insanla olan ilişkisine göre...değişen sayıdır.
bazen sessizliğe gömülür, karnından konuşur insan, iç ses huzur vermez ve sonunda dışarı atar kendini. dışarda yalnız kalır belki, karşılığı yoktur ya da karşılığı verecek belki de.
muhabbet güzeldir, balla kesilirse sözün...balla kesen varsa muhabbeti karşında, daha bir çok cümle kurar insan...