Bir insanın gerçek yüzünü görmek için o insanla devamlı bütün gün aynı yerde yaşamak gerekli gelir, ki o zaman anlaşılır o insan dürüst mü yalancı mı mülayim mi sinirli mi. Veya bir gereksinim olduğunda o insandan yardım istediğinizde tepkisi nasıl oluyor yardım sever mi yoksa ilgisiz güvenilmez mi, bunun dışında birinden borç para aldığında borcuna sadık mı geri ödüyor mu, birine söz verdiğinde bir konu hakkında sözünü tutuyor mu yoksa sözünde durmuyor mu? işte bunları anlamak için zamana gereksinim vardır.
Bazen ufak bir ayrıntı da gizlidir.
Mesela bir erkeğin, dışarıdaki kadınlara nasıl baktığını gözlemleyin.
Ya da restoranda garsonla nasıl konuştuğuna bakın.
joker filmini izleyince, aslında kötüleri öldürmek o kadar da kötü olmayabilir fikri aklımdan geçti. ben bile bunu düşündüm. çünkü hepimiz kötülüklerden şikayet ediyoruz değil mi?.
işte sanırım olay budur. her insanın içinde potansiyel iyi ve kötü vardır. bunun ahlakla alakası yok. ahlak kültürel bir konudur çünkü. dolayısıyla bir insanın gerçek yüzü diye bir şey yoktur. insan her süreçte iyi ya da kötü olabilir. bir söz var; "bozuk saat bile gün iki defa doğru gösterir". işte olayın çözümü;
insan değişen, devinen, gelişen bir varlıktır. gerçek ise ne kadar sahte olduğunuz ve ne kadar iyi yalan söylediğinizle doğru orantılıdır.
insanın içini acıtacak bir eylemdir. sevdiğiniz, değer verdiğiniz, ve özelinizi açtığınız bir insanın kötü tarafını görmek size büyük üzüntü verecektir, hatta bir süre bu hale karşı tepki vereceksinizdir ancak gerçek asla değişmeyecektir.
genellikle çıkarların çatıştığı anla paralellik gösterir.
geri dönüşümsüz durumlardan biridir.
kimse artık eskisi gibi olamaz.
üzülmeyin, sahiden öldürmüyor ama süründürüyor * ama yine de bir klasik olarak güçlendiriyor.