evlat acısı sanırım. annesi ölen çocuk öksüz oluyor, babası ölen çocuk yetim oluyor. eşinden boşanan insana dul deniliyor fakat evladını kaybetmiş insana birşey denemiyor. bu o kadar büyük bir acı ki isimlendirilemiyor...
sakızı tam şişirecekken ağzından fırlaması. çok kötü hissediyo insan kandini yaa. allah başka dert vermesin de çocuklar gibi balon yapcam diye sevinirken ağzından düşüverince içini ağlamaklı bir hüzün kaplıyor insanın. zaten başlı başına bir insan olmak bile hüzün sebebi. neyse derine inmiyorum.
Milyoner filminde cocugu kacirip kor ediyorlardi, bir daha hic goremiyordu o cocuk sadece baska insanlar iki kurus daha kazansin diye.
Baska bir filmde tarlada calisan kizlardan biri insan seciminde seciliyordu. En yakin arkadasi senin yerine ben gideyim diyordu geri donecegine de soz veriyordu, sonra secilen yuz kusur insan kiyafetleri cikartilip gaz odasina tikiliyordu. fedakarlik da oldukca uzucu. Iki kelimeydi bu film ama adini hatirlatamiyorum.
Bir baska filmde rastgele bir eve giren alman askerleri herkese ayaga kalkin diyordu, tekerlekli sandalyedeki adam kalkamayinca onu camdan asagi attiriyordu. Geri kalanlari da kursuna dizmisti sonra.
Boyle seyler aklimdan hic cikmiyor insanlar birbirlerine bunlari nasil yapabilir anlayamiyorum.
en olmaması gereken kişiyi sevmek. onun hep gözünün önünde olması ama sana çok uzak olması. başkasına ait olduğunu bile bile hala sevmeye devam etmek. karşığı olduğunu çok iyi bilmek ama elinden bir şey gelmemesi.
bir insanın karşılaşabileceği en üzücü olayların altında açıklandığı başlıktır. bir insanın başına gelebilecek en üzücü şey ailesini kaybetmek vb. olaylar olabilir.