o kadar hak ediyor ki bazıları unutulmayı. tüm sancılarını sen çekiyorsun ama değiyor.
bazen bir parfüm, bazen bir ses, bazen yollar çat diye yüzüne vursa da unutmadın unutamadın diye, bir sabah bir uyanıyorsun hiç tanışmamışsın gibi.
bir insan eğer kalbinizde bir iz bıraktıysa , unutmak imkansız.
sadece bir süre sonra onun yok olduğunu kabul edebilirsiniz.
bu kabul aynı cep telefonu bildirimi gibi zaman zaman size hatırlatmalar yapar.
bir şarkı çıkar hatırlarsın,
bazen sokakta gördüğün için, acaba o mu dersin.
acaba şu an onunla olsam nasıl olurdu dersin.
unutsan bile bir yerden bir bildirim hatırlatır kendini sana.
aslında unutamamak bir süre sonra kangren haline gelirse aşk acısına çevirebilir.
zaten aşk kavuşamamak değil midir.
bu unutamamak masumdur da bazen.
hınzır tutkular beslemez ruhun onun bedenine.
sadece aklına gelmesini seversin bir süre.
aslında en lezzetlisi de budur, unutamamak.
unutsan, zaten kıymeti yok ki....
Aslında sanıldığı kadar zor olmayan bir eylem. Ben, genelde kimse benden önemli değil diye düşünürüm. insanlar gelip geçicidir. Onlarca insanı unutmuşumdur. Bir süre duyguların esiri oluyorsunuz o kadar. Daha sonra dağılıp, parçalanmamak için kimseye gereğinden fazla anlam yüklememek gerekir diye düşünmekteyim.
Evrendeki varlığı devam etse de, artık sizin için hiçbir anlam ya da duygu ifade etmediği gün unutmuşsunuz demektir.
Ne kızgınlık, ne öfke, ne kırgınlık, ne sitem... Hiçbir şey...
Hiç olmamış gibi, yabancı gibi...
gayet te mümkün olandır.
eğer bir insanı hatırlamak hiç bir anlam ifade etmiyorsa unutulmuş demektir.
sanıldığı gibi unutmak, zihinden tamamen silmek, bir daha hatırlamamak suretiyle olan bir halet değildir ki.
Zira neyin hatırlanıp neyin unutulacağı insanın iradesiyle belirleyeceği bir şey değildir zaten..
dün akşam ne yediğinizi hatırlamazsınız ama bundan 5 sene önce yaşanan saçma sapan bir şeyi hatırlayabilirsiniz.mesela..
Hulasa, Esas olan hatırlanan şeyin dimağda bir mana ifade etmemesidir..
ben bundan 2 yıl önce ayçayı sevidim söyleyemedim..
sonra unutmak istedim unuttum...
bundan bir yıl önce gamzeyi sevdim teklifimi kabul etmedi...
unutmak istedim bir süre sonra unuttum...
şimdi buseyi seviyorum daha önce hiç sevmediğim kadar ama o beni sevmiyor yakın dostlarım baştan beri o kız sana hayır getirmez demişlerdi... boş ver değmez unut gitsin diyorla...
hayatım boyunca unutmanın aslında bir istek ve azim olduğuna inandım süre değişir ama bir gün mutlaka unutulur dedim yeter ki unutmayaa çalışlsın çaba edilsin dedim
bugün bir karar verdim unutmayacağım...
hatta her geçen gün daha çok seveceğim o beni sevmese de...
belki böyle daha çok hayatımı kötüleştiricem
ama şunu net söyleyebilirim ki ben ileride başka bir kadınıda onun aşıkının mutluluğunuda acısınıda istemiyorum böyle kalsın...
bir diken misali canımı acıtsa da hep acısada canım bu acının nedeni buse olsun...
benim bu başlığı açma nedenim ve buraya bir şeyler yazma nedenime gelirsek ben kağıtlara yazacağıma bir kerede sözlüğe yazayım dedim.
son olarak biliyor musunuz 8 ay kadar sonra onun doğum günü ve ben bir yandan ygs-lysye çalışırken bir yandan onun için şiir kitabı hazırlıyorum sadece 2 tane bastırıcam biri ona biri bana ismini bile buldum \\\'\\\'buseye mektuplar\\\'\\\'sadece birazcıkta olsa onu mutlu edebilmek için.
"bir insan unutmak" şekliyle bir insanın unutulmadığının göstergesidir. zira unutulan şey tam anlamıyla bir boşluk olmalıdır. zamandan, mekandan kopmalıdır. aksi halde unutmak aslında tam bir hatırlama haline dönüşür. unutmak gereklilik gibi gelirse -"unutma gerekliliği"- insanı unutulamayana götürür. kabul edilemez kabul etsee de ays berginin en altında o gereklilik bağırır. ve insan o hayvanı, o içselleştirerek dışladığını zannettiği hayvan halini unutmak ister yine. ve bunun adına başka bir insan üzerinden bir insanı unutmak der. insanın düşünen bir hayvan olmasına dair benzetme aslında benzetmeden çıkıp gerçekliğe yakınlığıyla yüzüne çarpar böylece. içindeki hayvanı cami avlusuna bırakıp ben unuttum diye bilir misiniz? ya da bir insanı unutup ben de yeryüzünün metaryellerini benim gibi taşıyan dna zincir dizilimi bana çok yakın olan konuşabilen bir şeyi unuttum diye bilir misiniz? çocukluğunuzun kokuları; mesela bir çok koku, bir çok işit, bir çok his size saniyenin binde biri kadar bile olsa bir insanı size hatırlatmış olamaz mı? belki hatırladığınızı unutmuşsunuzdur şimdi. suretinin suretinin sureti gibi kopyala yapıştır bir hayatta unutmak'ı iddia etmek ciddi bir yanılsamadır. şimdi hep birlikte bir insanı unutuyoruz ohmmmm. ohm kanunu hatırladım bak ohm kanunu bana bir sevgilimin muhabbetini çağrıştırdı. çünkü farkındalık diye bir şey var. farkındalık varsa insan unutmaz.
Tum izleri sildigini sanip, gayet normal mutlu mesud bir sekilde ornegin bilgisayarinda yegeninin fotograflarina bakarken araya karismis olan ona dair tek bir hatira bile unutmanin ne kadar zor oldugunu insanin yuzune carpar. insan unutmak oyle kolay bir hadise degildir. Olaylar unutulur, belki sozler yasananlar unutulur, ama bir insanin bakislarini unutmak zordur. Bakislar da insanin kendisinin tam bir ozeti oldugun icin, dogru orantili olarak ikisi de cok zor unutulur. Tabi bu insana verilen degerle de alakali olabilir. Siddetli bir duygu besleyen kisi hissettiklerini unutabilse bile bakislari, yani kisiyi unutamaz. Ama normal, yani sig bir sekilde karsisindakine bir seyler hisseden kisi daha kisa surede basarir bunu. En guzelidir. En acisizi. Yeni bir hayata baslamak demektir. Tabi ben basaramadim o ayri *
duygular eskisi gibi acıtmaya bilir canı ama unutulma eylemı hıcbır zaman gerçekleşmez. zaman geçtikçe acılar karsında uyusuruz sadece. sonra hıssetmıyoruz zannederız. hepsı bu.
tabı bu sadece gerçekten sevdıgın ınsanlar ıcın geçerlidir.