izmir'in geçmişten gelen geleneğidir. chp'li valilik ve belediyenin kürt ve roman vatandaşları döve döve toplayıp il sınırına götürüp attıkları günler çok geçmişte değildir.
geçen sene dayım geldi izmir'den. birlikte alışverişe çıktık. ben tam bir şey alacaktım, kolumdan hızlıca çekti. noluyo demeye kalmadan:
- naapıyosun olum sen? kafayı mı yedin lan?
+ noldu dayı, napıyorum?
- kürt lan o satıcı, görmüyor musun?
+ ya dayı, burda bizim ayrımız gayrımız yok. beraber büyüdük burada.
daha önce kendimi hiç o günkü kadar kötü hissetmemiştim. resmen vatan haini pozisyonundaydım o an..
sonradan anladım ki, izmir aşmış, biz yaya kalmışız.
bir insanı sırf tcyi temsil ediyor diye taşlamaktan daha şerefsizce bir davranış değildir ki o tc nin haklarından en fazla yararlanan ırk olmana rağmen...
bir kürt kardeşimizi, kürtlükten de önce onca yıl sarıyer börekçilerinde abi bana iki kürt böreği, şekeri bol dediğimiz böreklerini yediğimiz, destanlarıyla avrupayı sarsıp birçok yabancı dile çevrilen kürt destanına sahip olan, kurtuluş savaşında her daim yanımızda olup çanakkale savaşında beraberce haraket ettiğimiz ve bir bütün olarak inanılmaz zaferler kazandığımız kürt kardeşlerimizden birini, sırf kürt olduğundan mütevellit öldüresiye döven izmir'in alsancak, gaziemir, kordon gibi bölgelerinde yaşayan kürt düşmanı izmirli grup.
inanın o bağrı yanık kürt kardeşimizin feryadını görünce içim acıyor, yerde yalvarırcasına haykırırken gözünden damlayan yaşlar toprağı ıslatırken en dramatik filmler bile o acıyı yaşatamaz. öyle bir olaya şahit oldum ki geçenlerde...
bu pazar izmir'de idim. izmir'i pek bilmediğimden mütevellit sakallarıma çeki düzen vermek adına kordon adı verilen o büyük caddede dolaşıyor ve bir kuaför arıyordum. bir dönem ohio ülkü ocaklarında beraber çay demleyip sabahlara kadar ettiğimiz sohbetlerden hatırladığım berber nihat abiyi gördüm. bu meydanda gidip görebilirsiniz arkadaşlar. ara sokakta mc donaldsın karşı sokağı. orda askeriye falan var orayı ilerleyip geçince solda kalıyor. çok sevimli bir insandır kendisi gerçekten ya.
direk gittim, erkek berberi kendisi.
hbbia: selamın aleyküm nihat abi. tanıdın mı beni?
nihat abi: oooo habiiiiiiiiip vayyy goçççum nerdeysin ne yapirsin lo?
hbbia: abi işte bizim iş alengirli, kafan basmıyodu eskiden bakıyorum izmir'e taşınmışsın hala basmıyodur muhtemelen ehehehe.
nihat abi: ulan habiiiip ulan habiip, hiç değişmemişsin lan hamamböceği. gel bi sarıliyim kaslı beline doya doya.
nihat abi: naiiiiil, habip abine çay söyle ogliiim. bağada süle açık olcuak höe.
çırak nail: peki ustacığım, merhaba yakışıklı abicim hoşgeldiniz siz de. çayınız hemen geliyor.
hbbia: sağol bebişim. ( dedim ve 50 lira fırlattım suratına bahşiş olarak çok sevindi)
hbbia: abi ben berber arıyodum iyi denk geldin yov. sakallara eccük jöle çalmam gerek heğri. dipim gaydı ellaaam.
nihat abi: olur yaparız habiiiibiim yapmaz mıyık..
o esnada koşarak gelen, beline böyle çarşaf gibi bir şey bağlamış olan, esmer, tövbe bismillah suratı böyle ecüş bücüşü ve de kare şeklinde olan gayet kürt bakışlı bir adam koştu. ardından da sesler...
hemen çıktım olayı kontrol altına almak için. nihat abi kapıda belime sarıldı ve silahımı çıkarmamı engelledi olası bi tehlikeye karşı ama. bir baktım ellerinde taşlı sopalı 50-100 kişi koşarak geliyordu acımasız bir koşu ile.
bu esmer vatandaşı yakaladılar ve sopa ile üstüne hücum ettiler. aman tayyibim böyle saldırma görmedim, nasıl vuruyorlar, atatürkünü seven vursun diye haykırıyorlar. resmen gözleri dönmüş, insanlıktan çıkmışlardı.
silahımı çıkardım ve 5 el havaya ateş ettim. tüm esnaf kapılara çıkmış bazı esnaf bozuntuları ise dükkanlarının kapısına masalarını dayamış ve uzun namlulu silahlarını çekip bana nişan almışlardı.
sakin olun! diye haykırdım.
esmer vatandaşı aldım koşarak yerden ve elime yapıştı, sağol abi sağol çoluk çocuğum var sağoooool diye yalvararak dizlerime kapandı gözyaşları ile.
diğer hal ve tavırlarından aslen izmirli olduğunu düşündüğüm grup ise bana ters yapmaya başladılar ve homurdandılar. hemen 3 el daha ateş ettim havaya ve kesin lan benim adım habip, ben bu oyunu bozarım. burada biri dövülecekse onu da ben döverim dedim ve bu appiah suratlı esmer kardeşimizin suçunu sordum.
gruptan ses gelmedi ve yan kafelerden birinde komilik yapan 25 li yaşlardaki gene her halinden kürt olduğu belli olan esmer vatandaşımız gelerek;
suçu yok abi, suçu yok. yalnızca kürt o. bu yüzden her pazar bir kürdü döverler burada. karışma bu bizim meselemiz. bir ölsekte bin doğarız dedi.
hbbia: belli belli beşer beşer yapıyo sizinkiler maşallah dedim ve izmirli gruba döndüm;
ulan hiç mi utanmıyosunuz? ulan hiç mi haysiyetiniz yok, ulan bu kadar ırkçı faşist olunur mu insan mısınız lan siz? neden namaz kılmak varken buralarda orospulanıyonuz la oğlum başınıza bela mı alacağanız la?
zükerim hepinizi loo. siz beni taniy misiniz lan laikler? kybolun lan.
kalk sende bağrı yanık esmer kardeşim, kalk. destanlarına layık bir insan ol, kalk!
kalk ve bu adamlara haram et yedikleri kürt böreklerini.
etmem abi dedi ağlayarak, dindarım ben edemem dedi gözlerinden hüngür hüngür yaşlar boşalırken. kaldırdım yerden ve o zaman ben haram ediyorum lan size. elbet yemişsinizdir işe giderken falan bol pudra şekerli kürt böreğinden homini gırtlak ipneler sizi.
zehri zıkkım olsun son yediğiniz olur inşallah ya rabbim dedim. beddua okumuştum ama pişman değildim. capsleri kurbağaya çeviren yüce allah'ım günah yazma, yazarsan da az yaz derken polis sirenleri duyuldu ve izmirli grup koşarak kaçmaya başladı ara sokaklarda. esmer kardeşimizi polis aracına bindirdik ve ben tekrar nihat abinin yanına dönerek sakallarımı jöleleyip çayımı içtikten sonra, saçlarıma biraz rötuş yaparak işlerimi halletmek için vedalaşarak ayrıldım ve müslüman adımlarıyla işime doğru gittim..
işte izmir bu idi...
işte izmir insanı bu idi gözümde.
gözümde o kadar ufaldılar ki, artık ne yapsalar boştu...