bir insanı sevdiğin halde ondan nefret etmek

entry56 galeri0
    6.
  1. sevdiceğin kişiye acı çektirdiğini düşünmek, aslında kendi kendine acı çektirmek, suçu da sevdiceğe atmaktır. sevdiceğin bir gülüşüyle geçer o nefret.
    1 ...
  2. 5.
  3. bazen çıkmaz yollara sapar insan çıkamayacağını bile bile hayatında çıkmaz sokakların varlığını hissetmek ister. işte o anlarda bir kapı açılır sanılır yolun sonunda bir adım atmakta tedirgin olduğu vakitlerde birileri arkandan itekler adım at diye atıverirsin adımı ilk önce sag ayagınla girersin hayırlısı diye kapıdan içeriye.... o çıkmaz sokak artık tüm yollarının geçebildigi bir kapıyı açmıştır, gönlünün kapısını... kapıdan içeri girdiğin zaman biraz ilerde bir duvarla karşılaşırsın bir adım atarsın, ayaklarını çarparsın inciltirsin , ağrı geçene kadar bir daha adım atarsın bu defa yine hırpalanırsın geri çekilirsin beklersin duvar yıkılsın diye ne fayda.... o örülen duvarı geçemez hale gelirsin orası sihirli kapının ardındaki , o çıkmazların çıkışının sonudur... eline balyoz alırsın duvara darbeler indirirsin ellerin kan içinde kala kala hafif çatlattıgın duvara karşı tek sevincin tebessümündür, yorgunlugun cabası.... geri çekilirsin incinen duvar belki yıkılır diye yine beklersin beklersin bekleyişlerin saatleri, günleri, haftaları, ayları ve seneleri , seneleri kucaklatır sana... sen hala beklersin olaki duvar yıkılacak geçicem burdanda, benim çıkmaz yolumun yolları burdan geçiyor ... gün gelir sen beklerken orda zavallıca, sefilce, yanından yolcular geçer bakarsın avel avel... yorgunluktan çökmüş bedenin yerden kalkamazki. yolculara selam edersin içten içe buda benimdi diye sesin duyulmaz onlar incinen duvarı iyice tamir ederler yada kimisi aşar gider bilinmez yada sen bilemezsin .... aklın meşguldür nasıl yapsam diye, neyle yıksam örülen duvarları ... bu düşüncelerin herbiri bir tuğla oluverir yanı başında sen de o tuğlalardan kendi duvarlarını farkında olmadan her çare arayışında örersin. öyle bir örersinki bekleyişlerinde artık karşındaki duvarı görmeye boyun yetmez nede ordan geçen yolun sana yetmez...artık çifte duvarları aşmak zorunda kalırsın işte bütün bunlarla elindekilere bakarsın ki sadece emegin kalmış o da sana yaramaz o kadar kıymetli emegini senelerin ayların günlerin emegini saatli her an patlayacak bir bomba gibi karşıya fırlatırsın ya denk gelirse birden patlama olursa bu iki duvar yıkılırsa diye mucize beklersin bu her bekleyişin senin herşeyden hevesinin geçişleridir aslında ... heveslerini geri almak istersin alamazsın kızarsın, mahvolursun, temiz akça pakça duyguların sana masum çocukluğunun tebessümü kadar uzaktır ne ileriye ne geriye... hiçbirşeyi gelecegin hakkındaki hiçbirşeyi planlayamazsın heveslerin olmadan seni kapıdan içeri gir diye itekleyenlerin hepsi sen beklerken yanından göçüp gitmiştir çoktan... bunlar bir sevenin ve seviyorum cümlelerini kullanıp da kahpeçe gidenlerin yada daha masumane adam gibi adamlık taslayıp kız erkek farketmez kendini bencilce düşünenlerin yaptıkları sonucu bir insana yaşatılınca ortaya dökülecek duygulardır.bunları düşünüp iyice sinirlenirsin ince bir çizgiye geliverirsin hani idamlık mahkum gibi. ayagındaki sandalyenin bu defa itelenmesi için beklersin bu defa ayagındaki sandalye itelensinde birileri tarafından bu dertten kurtulayım diye gün sayarsın hep beklersin herşey için beklersin yusuf aleyhisselamın sabrının sana vadedilmiş olmasını dilersin... ne yazıkki allahın sevgili kulu olamazsın o an için ....
    artık ne bir duvarın varlığından haberdar kalırsın ne de kendinin işte o anda bu herkesin o nefretle sevgi arasındaki çizginin senin kulaktan duyup gülüp geçtigin ... o çizgi senin yüreginin şeklidir dümdüz bir çizgi... hep karanlık yaşatmayacak ya mevla ama daha sonra anlacaksınki ne kadar ilerisi olursa olsun o çizgi artık sensindir ve bir bölgesi hep karanlıkla aydınlık arasındadır!

    bu duyguyu en güzel anlatan mısralardır nazım hikmetin dizelere döktüğü

    Hekes gibisin

    gönlümle başbaşa düşündüm demin
    artık bir sihirsiz nefes gibisin
    şimdi ta içimde bomboş kalbimin
    ak hisleri sönen bir söz gibisin
    maziye karşı sevda yeminim
    bir anda unuttum seni eminim
    kalbimde kalbine yok bile kinim
    bence artık sende herkes gibisin
    bence artık sende herkes gibisin...
    5 ...
  4. 4.
  5. sevgi ve nefretin zıt duygular olmadığını anladığın andır işte o an.
    3 ...
  6. 3.
  7. git gel i bol duygu değişimi, hezeyan denizi. çizginin bir o tarafında, bir bu tarafında olma durumu.
    kendi kendini yıpratmak için bir numara olan durum.
    (bkz: aşkla nefet arasındaki ince çizgi)
    3 ...
  8. 2.
  9. seversin sevgi şartız olur ilk zamanlar heyecanla anlamazsın sadece seversin, sonra harekerler tavılar nefret mi bu yoksa nasıl bunlar geçer aklında.

    seni severken delice nefret ettim senden, nefreti tasvip etmediğim halde denilesi.
    3 ...
  10. 1.
© 2025 uludağ sözlük