ön yargıyla donanmış, kişilik bozukluğudur. o kişi dtp sevdalısı veya kürt milliyetçisi ise nefret etme sebebidir elbet. zira dtp açık ara pkk'nın siyasi koludur. ancak sırf kürt kökenli diye kafatasçılık yapana "sen kaç kuşak öteni biliyosun da kafatasçı kesiliyosun lavuk?" sorusu yöneltmek farz olmuştur. insanı insan yapan düşüncesidir, ırkı değil.
yanlış yoldur. en mantıklısı, karşı tarafın yanlış unsurlarını görmezden gelip, onu tanımaya çalışmak ve aranızdaki uyumun ne durumda olduğunu gözlemlemektir. herkes farklıdır, farklılık her daim olmalıdır.
(bkz: anlamayanlar olabilir)
kürt ve türk kardeştir. her ne kadar bunun böyle olmadığını bir şekilde kafalara kazımak isteselerde, araya nifak tohumları ekmek isteselerde bu ezelde de böyleydi ebediyete kadar da böyle olacaktır. bir insanı kişilik, davranış vb. şeyler ile yargılamadan sadece etnik kimliğine bakarak sevmemek veya nefret etmek cahilliktir. kişiel olarak bir kişiyi sevmezsin o çok ayrı bir mesele. yapılmaması gereken ve olmaması gereken bir davranıştır.
edit: bunu eksileyen muhterem galiba ırkçı ve kardeşlik yanlısı olmayan birisi. ben başka bir açıklama bulamadım. al o zaman elline pompalıyı önüne geleni kürt diye laz diye yada çerkez diye öldür en sonda kendi kafana sıkarsın.
aslında etik açından uygun olmayan bir durumdur biliyorum. ama yalan söyleyemem bende de vardır. allah büyük konuşturmasın, kürt olan birini sevebileceğimi hiç zannetmiyorum.
jitem denen kiralık katil grup gider masum kürt kardeşlerimize yapmadağı o çocuklugunu bırakmaz sonra da pkk çıkıp işte türkler böyle bize böyle böyle işkenceler yapıyo der. akabinde ve detayında pkk gidip masum türk kardeslerimizi katleder. sonra da ergenekonvari örgütler bunları yapan kürtler diye bizleri birbirimize kırdırır, arada tabi ordu prim yapar niye çünkü sözde pkk tehlikesi var oldukça ordunun basımızın üstünde yeri vardır. sonra da başımızın üstünde olan ordu başımız biraz sağa sola bakıp silkinmeye çalıstığı ve ordunun yeri basımız değil yanımız dediği zaman pattt bi darbe yapar; format yemiş pc misali ülke tekrardan demokrasi kurma çabası oyunuyla bi 10-15 sene daha kıvranır. işte bu gerçekleri anlayamayan,kendisini geliştirmemiş,at gözlüklü kardeslerimize ne desen inanır zaten.. bilinçsiz türk kürdü,bilinçsiz kürt te türkü doğustan lanetli sanıp potansiyel hedef olarak görür.
Türkiye'yi bölmek isteyen ve iç karışıklıklara sevinen bir kesimin "sonunda amacımıza ulaştık" deyip biryerlerine kına yakma işlemine geçmesine neden olacak hareket.
birlerini zorla sevmek zorunda olduğumuz dayatılır hep. hayır efendi, kimse kimseyi sevemek zorunda değildir. mesela ben bir mozambikliyi sevmek zorunda değilim veya bizim bakkal hasan kürt musa'yı sevmek zorunda değil. aynı şekilde kürtler de türkleri sevmek zorunda değil. dünyanın yazılı kuralı mı var, sevmemek suç mu mesela, hukukta yeri var mı?
"sevecen ulan sevmezsen" faşistsin laflarınızı alın ve gidin, sonra da kimi seviyorsanız sevin!
kimse kimseyi sevmek zorunda değil. ve insanların sevme kriterleri değişkendir. bazı insanlar başka insanı değerlendirirken onun din, ırk, dil gibi kavramlarına bakabilirler. tuttuğu takıma göre insan değerlendirenler bile var. zenginliğine bakanlar bile var ya.
tabi ki insan kendi gibi olanda ilk etapta bir sıcaklık hisseder bunu inkar etmiyorum. ancak istediğiniz kadar aynı olun, o insan sizin kafa yapınıza uymuyorsa bütün din, dil, ırk benzerliklerini bir kenara atarsınız. çünkü bu noktada bunlar önemli değildir. ben insanı sevme kararına varırken onun insanlığına bakarım. nasıl biri olduğuna bakarım. yahudiymiş, hristiyanmış, kürtmüş, aleviymiş, sağcıymış, solcuymuş buna bakmam. yeterki o insanda kendisini sevdirecek bir şey göreyim.
bir insanı ırkından veya milletinden dolayı değil; takındığı siyasi/bölücü kimlikten dolayı sevmemektir.
insanı elinde bulunmayan seçemeyeceği özelliklerden dolayı değil; anayasaya karşı gelmeyi seçtiği için sevmemektir. anayasanın 66 ncı maddesinde tc vatandaşı olan herkes türktür lafzını bilmediği, karşı koyduğu için sevmemektir.
insanın doğduğu bölgeye göre değil; anasını bacısını gavurların tecavüzünden, babasını dedesini sömürgeden, kölelikten kurtaran "ata"sının "ne mutlu türk üm diyene" lafzını görmezden geldiği için sevmemektir.
insanı esmer olduğu veya kaba konuştuğu için değil, aynı memlekette yaşadığı insanlara karşı kendinin farklı olduğunu iddia ettiği için; kendini başkalaştırdığı için sevmemektir.
fa$ist insan dusuncesidir. birde ornek vericek olursak, gürcü kökenli sevgilimin ablasi olacak $ahsiyetin kürt olmam gerekcesi ile beni sevmemesidir.
Tabi hep sormak isteyipte sormaya cesaret edemedim.
(bkz: sen nesin ulan)
editto: her kürt terörist değildir. her müslüman nasıl hizbullah değilse. bu düpedüz ayrımcılıktır. asıl faşizanlık budur. ırkından dolayı insanlar sınıflandırılamaz. sevin artık birbirinizi.
can evimizden yediğimiz darbelerle, o yirmilik delikanlıları toprağa düşürenleri sevmiyoruz. bu vatanın birliği, bütünlüğü uğrunda !!!şehit!!! oldulular. fakat içlerinden bazıları dağdaki itlere aynı tabiri kullanıyorlar. işte bunları sevmiyoruz. o rus bu çocuğu aponun resmini açanları sevmiyoruz. barış köprüsü diye haykıranları sevmiyoruz.... vs daha çok yazılır da işte sorun burda, (kurunun yanında yaşın da yanmasını engelleyemiyorsun).
kendi hayatımdan örnek vermek istiyorum izin verirseniz; bir kez kötü bir tecrübem oldu. bir daha böyle bir şeyle karşılaşmadım; lakin küçük yaşta başıma gelmesi epey sarsıcı olmuştu.
efendim, ortalama 20 yıl önce kadıköylü ermeni bir ailenin evladı olarak dünyaya geldim. ortaokula kadar pek hissetmedim ; anam babam da, etraftan da hissettiren olmamıştı fazla bunu. her neyse. bir gün, -yanlış hatırlamıyorsam 10. sınıftaydım- sınıfa yeni biri gelmişti. (not olarak belirteyim, liseyi ermeni okulunda okumadım.) sınıfa sonradan gelmenin ne kadar fena bir şey olduğunu bildiğim için arkadaş olmak istemiştim kendisiyle; yalnız kalmasın, sıkıntı çekmesin diye. o hafta gayet iyi anlaşıyorduk kendisiyle; bütün günümüzü beraber geçirmeye başlamıştık. günlerden bir gün, sınıfa geldiğimde her zamanki yerinde oturmadığını gördüm (yanımda oturuyordu normalde). arkaya bir yere geçmişti. derse geç kaldığım için bir şey diyemedim ama ilk tenefüste hemen gidip neden yerini değiştirdiğini sordum. henüz 16-17 yaşında olan ve günlerdir hiçbir sorunumuz olmadan güzelce anlaştığımız o gençten "ben senin ermeni olduğunu bilseydim senle arkadaşlık yapmazdım" cümlesini duyduğumda sarsıldım.
yani nasıl olabilirdi, bir insan nasıl böyle bir cümle kurardı? aile terbiyemiz mi, toplumsal değerlerimiz mi, dünyaya bakış açımız mı, dini inançlarımız mı, neyimiz çok farklıydı da gencecik bir çocuk böyle bir cümle kurabiliyordu? çok üzüldüğümü hatırlıyorum... arkadaşlık kavramının bu kadar basit bir şey olduğuna, kimliklere bu denli bağlı olduğuna inanmak istemiyordum. anlaşıyorsak insan olarak anlaşıyoruz. birini seviyorsak insan olduğu için seviyoruz; bunu ırkıyla, diniyle, rengiyle, herhangi bir kimliğiyle bağdaştırmanın mantığı nedir? ben yine aynı kişiydim, yine aynı sevdiği, vakit geçirdiği arkadaşıydım; seçemediğim lanet olası bir ırk yüzünden mi şimdi bir anda sevmemeye başladı? nasıl bir şey bu?
tabii ben ona kızmıyorum. 20. yüzyılın başında türk ve ermeni halklarının arasını açan batılı devletler günümüzde de halen daha bu nefreti körüklüyor. birçok yabancı ermeni sitesinde de aynı şekilde akıl almaz bir nefretle türklere sövülüyor; nasıl bir insanlık, nasıl bir ahlak, nasıl bir tanrı inancı buna olanak sağlıyor, izin veriyor bilemiyorum ama -fazla mahsun kırmızıgülvarileşmeden* belirtmeyi çok isterdim lakin olmuyor- insanlar türk, kürt, ermeni, laz, fransız, italyan, arap, vs. oldukları için iyi ya da kötü olmazlar. her insan bir anadan doğar, etten kemikten oluşur; içinde bulunduğu toplum onu belli şekillere sokar. sevgi ve kardeşliğe inanan herkes ise toplumun dayattığı şeylerden, bu artık paslanmış olan zincirlerden kurtulur ve insana insan olduğu için değer verir. üç günlük dünya yahu, sultan süleyman'a kalmadı, kimseye de kalmaz; iyi geçinelim, kimse kimseyi kırmasın...
gerçek olmayan şeydir. ben mesela berke diye bir yavşağı isminden dolayı sevmemezlik etmem. o isme sahip insanın yavşaklığı yüzünden sevmem. kürtlerin sevilmeme sebebi de budur. teröre karşı tepki koymak bir yana, terörün arkalarında durmaları. kibarca yazıyim dedim.
önyargılı, boş insanların yapabileceği saçma genellemelerden biridir.Bu ırkcı imitasyon milliyetciler çoğu zaman karşısındakinin kökenini bilmeden atıp tutarlar. Faşizan söylemlerinin bitiminde küçük bir tebessümle kürt olduğunuzu belirttiğinizde yüzlerinde malca bi ifade belirir. Bazıları lafı cevirmek için çırpınır bazılarıysa arsızca bi tutum sergiler ki onların arsızlığı sizi enterese etmez. Cahille cahil, kendini bilmezle kendini bilmez olunmaz.Bilirsinizki her insan geleceğe karanlık taşımaz. Bi mahsunluk çöksede üzerinize bigün bu ayrımcılığın biteceği umudu dayanma gücü verir.