Sanırım kendime yaptığım en büyük kötülüklerden birisi.
Kalbiniz yumuşacık olduğundan her şeyi yaparsınız onun için. Fakat "o" bu hassas kalbin canına okur.
Ama şöyle de bir gerçek var benim gibi insanlar bu döngüye sürekli düşecek ve düşüyor. Tek temennim bu konuda benim gibi olan birine denk gelmek.
Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Gitmek isteyen gidiyor zaten sen kendini mahvetsen de etmesen de gidecek, tutamazsın.
işte bunun için insan hedefi koymuyorum kendime. Benimle olmak isteyenlerle çok güzel anlaşabiliyorum. Önceden iletişim problemim olduğunu düşünüyordum artık düşünmüyorum. Bazı şeyler karşılıklı. Verdiğin kadar alırsın.
Sana ilgisi olan o kadar güzel belli oluyor ki. Sizi seven insanları Sevin. Sevmeyenleri de sevebilirsiniz ama onurunuzu düşünün, göstermeyin. içinizde sevmeye devam etmek sağlıksız sonuçlar doğarabilir Lâkin bunu kontrol etmeyi öğretebilirsiniz kendinize.
Velhasıl el kelam oldukça savruk bir yazı oldu farkındayım düzenleyemeyeceğim ana fikir kendinizi sevin. insan Kendine iyi gelemiyorsa hiçbir kimse iyi gelemez.
onu çok sevmek ile vazgeçilmez olduğunu hissettirmek arasında bir bağ kurmak ne kadar doğru bilemediğim durum. bildiğin yanlış işte aslında. birini çok sevip illa vazgeçilmez olduğunu hislerle, davranışlarla hissettirmeye çalışıp göze sokmak ters tepebilir yani. sevme olayında, sevgi olayında mütavazilik yapmak onu daha az sevmek, ondan vazgeçeceğin anlamına gelmez ki.
tam kafamda yankılanan konu. çok sevdiğim bir radyo kanalı var. kendileri perşembe gece yarısından sonra internet üzerinden yayın yapıyorlar. tam şu an onları dinliyorum yine. yayına giriş sırasında bu vazgeçilmezlik ve değerli insan kavramından söz ettiler. arkasına çat diye Müslüm Gürses'ten dünya tersine dönse de vazgeçmemi girdiler.
ben de içimden dedim ki acaba hayatıma giren birileri bana bu vazgeçilmezlik hissini yaşatır mı ya da ben birine bu hissi hissettirebilir miyim? harbiden şarkı boyunca bunu düşündüm. sonra yine dedim ki hayatta her şey mümkün. Bu neden olmasın ama hakedene, değer verene, değer bilene ve gerçekten sevene vazgeçilmezlik hissettirilmeli.
Hiç kimse vazgeçilmez değildir, insanlara böyle derin ve gereksiz anlamlar yükleyerek, hem kendinizi hem de karşınızdakini kandırmayın.
Size, ruhunuza, bedeninize, yaşamınıza iyi geldiği sürece var olacaktır, olumsuzluklar hissettirmeyi alışkanlık haline getirdiğinde de yok olacağını bilmelidir.
Yok öyle, her ne olursa olsun hayatımda kalacaksın gibi sikimsonik söylemlerle ütopik tablolar yaratmak!
Vazgeçilmez olduğunu hissettirmek değil de bazı insanlar, yine ben değil bir arkadaş elbette, hayatındaki insanı çok sevdiği, ona değer verdiği için kendini daha çok sevsin, memnun olmadığı yaralarını sarsın diye biraz şımartıyor. O muhteşem bir insan olduğundan değil yani, mutlu olmanın bir yolunun da mutlu etmek olduğuna inandıkları için. Peki sonra ne oluyor? O insan kendini gerçekten öyle olduğunu, kusursuz bir erkek / kadın olduğunu düşünüyor. Bilmiyor ki sen o seni çok sevdiği için öyle kıymetlisin. O sevgiyi, aşkı da vazgeçilmez olduğunu sanmak olarak işliyor aklına. Ama o iş öyle değil aslında kardeş. Sen vazgeçilmez falan değilsin, Başkaları da sana aynı şeyi hissettirmeyecek.