genellikle acı sonla biten bir masaldır. öyle ya körü körüne bağlanmayacaksın sözlerinin boşuna söylenmediğini anlatır adeta. her zaman kötü olacak değil ya kimi zamanda iyi şeylere delalet eder bu eylem.
aşk denilen şeydir...Ayrıca kimliği belirsiz manyaklar tarafından başka bir insana çözülmez bir iple bağlanılma olayıdır,bundan sonra böyle yaşanacaktır anlaşılan...
ne kadar kırsa da, paramparça olsanız da bırakıp atamazsınız, bitti diyemezsiniz. gidiyorum deseniz bile ruhunuz kalmak ister. kanmak için tek bir sözüne bakarsınız. adam olmayacak aşkınızı yoluna koymak için çırpınır durursunuz. onun silik gölgesi olmaya razı olursunuz. eliniz kolunuz mahkum. bir insana bağlanmak, onun mandası altında hayatına devam etmek, özgürlüğü unutmaktır.
bir ipin ilk çürüyüp yıpranan yerinin, düğüm atılan kısmı olduğu düşünülürse, aniden kopmaktır. uzun sürer, çok zaman alır, yıpranır, incelir ama yine tutar ve "kopmuyor" denildiği umulmadık anda kopar o. sen ip oldukça, bağlayacak çok yer bulursun. ipsiz kalan düşünsün.
ilkokuldayken yanımda oturan sidiklilerin önlüklerinin belini kendi önlüğüme bağlardım. şimdi düşündüğümde garip geliyor ama ne müthiş bir zevkti bu. ne müthiş bir keyif.
ruhsal bağlantının güçlü olması için bedensel bir bağ da gerekiyordu. o yüzden de korkuyorum şimdilerde bağlanmaktan. çünkü biliyorum. aşk konusunda aptalım ben. çünkü biliyorum. aşk, aynı kuyuya inenleri biribirine bağlayan halattır. kimileri sevdikleriyle düşer. kimleri ise sevdiklerini aşağı çeker.
aşk meşk hikayedir, geçicidir. bir insanı 'can' yapan o hissedilen bağlılık duygusudur. acıtan da ; bağlanmanın getirisi olan 'kopmak zorunda olmak', zira 'kopamamak' ve nihai son: 'özlemek'tir. özle özle dur ondan sonra.
(bkz: peh)
sev deli gibi ama bağlanma diye böğrümden bir yakarışla sesleniyorum bu entrye.
bağlanmayın sonra ne telefonlar silinir, ne fotoğraflar çöpe atılır, onla ilgili tüm ayrıntılar köşe bucak sizi takip eder. acıdan, onsuzluktan dayanamaz hale gelirsiniz, ararsınız adamın iki türlü cevabı vardır.
gerçekten seviyorsa karşılık verir, sevgisi fısssa uyuzluk eder, havalara girer, peşime düşme der.
hele ki erkekler bu konuda daha bir sinir.
Ondan 5 dakika dahi ayrı kalamamaktır, kalmak istememektir, ayrı kalsan bile kokusunu almaktır. Hep onunla yemek yediğin için ayrı kaldığında yemek yememektir. Gündüz bile uyumak isteyip, rüyanda onu görmek için can atmaktır. Ona sıkıca sarılıp bırakmamaktır. Onun için her şeyi, ölümü dahi göze almaktır. Tüm eylemlerini onun için yapmak, yaptıkça keyif almak hatta gurur duymaktır. Yani dostlar, onu kendinden fazla umursamak, kendini de onun için umursamaktır.
