gerçeklik payı var teslimiyet yoksa aşk da yok. olmam dersen olmazsın, aşk biraz abazalık biraz da şımarıklıktan beslenir.
öhöm: bu entriyi eksileyen totoş aşıksın di mi lan? allah mesut bahtiyar etsin seni duygusal sarmısak ama ama ayrıldığında geri dön ve artıla bi daha da akıllı ol. siktir git şimdi işine bak. *
külliyen yalan önermedir.
bütün kapısını, penceresini neyin kapatmış bir şekilde kendince mutlu mesut yaşarken, hatta "lan acaba hormonlarımda mı bi bokluk var, ben niye kimseden hoşlanamıyorum? lan yoksa?!" diye endişelenmiş fakat tercih değişikliğinin de söz konusu olmadığından eminken, "işte allah'ın sopası yok, öyle olmaz böyle olur" dercesine, ilk görüşte ve tek bakışta birisine aşık olan, hem de manyak gibi mal gibi, yıllardır onu tanıyormuş ve bekliyormuş gibi aşık olan birinin varlığını bildiğim sürece, yalan bir önermedir efendim.
ha ne mi oldu o insana, bir yıldır öyle o. bi skim değişmedi.
bir şeyi çok istersen olmaz. aşık olmayı çok isteyip de kafaya takarsan sadece aşık olduğunu sanarak kendini kandırırsın. aşk, hiç beklemediğin bir anda gelip çalar kapını, anlamazsın. her şey bir anda olup biter. aşk, istemek ya da istememek koşullarına bağımlı olan değişken değildir. bağımsız olarak gelişir.
kesinlikle yanlış tespittir.
aşk; kontrol mekanizmasının çöktüğü bir anda, insanı zamansız yakalayan tek dişi kalmış canavardır. siz istediğiniz kadar sıkın o poponuzu, beklerseniz size gelmez aşk.
günümüzde çoğu insan gerçek aşkın ne olduğunu bilmeden yaşıyor ya da aşık olduğunu sanıyor.
bir gün 'o'nu gördüğünüzde; kalbiniz çıkacak gibi çarpmaya, tansiyonunuz düşmeye başlar, nefes bile alamadığınız o an sizin aşkı değil, aşkın size hakim olduğunu ve artık irade için çok geç olduğunu anlarsınız.
tamamiyle doğru olan fakat birçok romantik yazarımızın kabul etmediği önerme.
aşkın ne olduğunu bilinmemesinden dolayı ortaya çıkan bu entry leri kendimce şöle aydınlatayım:
aşk, sevginin en yoğun halidir.
ilk görüşte aşk diye bir şey yoktur gençler. bunu iddaa eden insan, ilk görüşte aşık oldum dediği insana karşı bilinçli bir şekilde hoşlanma geliştirmiştir. çünkü insan, ilk görüşte sadece dış görünüşe göre karar verebilir ki bu da "aşk" ın temasına tamamiyle aykırıdır.
olsa olsa bu en fazla bir saplantıya dönüşebilir.
sevmek, bir insanın her yönünü kabullenmek ve buna bağlı olarak ona bağlanmaktır. bir insanın konuşmalarını, iyiliğini, merhametini seversiniz ve buna bağlı olarak ona karşı duyduğunuz sevgi gün be gün artar.
demek istediğim şey ise:
aşkın sadece sevginin bir formu olduğu ve ayrıyetten ele alınmaması gerektiğidir.
çünkü aşk geçici, sevgi ise kalıcıdır.
ve insan, hep sevmeye muhtaçtır ve hep sevicektir.
eskiden olsa belki katılabileceğim fakat an itibariyle gayet rahat bir şekilde yanlış ki bu diyebildiğim önermedir. ben aşık olmak istiyorum, gideyim birisini bulayım ve aşık olayım gibi bir karar mekanizması mevcut değildir bizlerde; birisini görürüz, onunla belli bir iletişimimiz, bir ilişkimiz olur. ve zaman geçtikçe o görüldüğünde hislerin değiştiği, kalbin daha hızlı attığı, konuşulacak kelimelerin bulunamadığı görülür. hayırlı olsundur, aşık olunmuştur; hem de bünyede en ufak bir aşık olmaya meyil yokken.