bir insanın bir insanı öldürmekten zevk almasını açıklamak için geçerli sebeplerdir.
şimdi efendim hepimiz insanız. hepimizi tanrı yarattı. (ateist olanlar okumayabilir) tanrı her gün insanların canını alıyor ve böylece güçlü olduğunu bize hep hissettiriyor. ee biz de hepimiz tanrıdan geldiğimize göre ondan izler taşıyoruz. örneğin üstünlük, güç , merhamet gibi. yani bir insan bir insanı öldürünce üstünlüğünü kanıtlıyor ve güç gösterisinde bulunuyor. bundan zevk alıyor.
zevk aldığını nereden biliyorsunuz?
kaç katil arkadaşınız,
mesela benim bir tane adam bıçaklayıp hapse giren arkadaşım vardı( hatta belden saplayıp felç etmişti, yaşı küçük olduğu için 1 sene yatıp çıktı) mesela onla konuştuğumda pişmanlık barındırıyordu içinde hemde öldürmediği halde. yani öldürmenin zevkli olduğu yada öldürenin zevk aldığını nereden biliyor kimseler?
bence zevk alan vardır ancak ama genelleme yapılamaz. ayrıca zevk için öldüren tek canlı biz görünsek de bu palavradır. insan zevk için öldürmez, şartlar gereği öldürür. kendi bilmese dahi nedeni vardır.
gerçektir. insan öldürme içgüdüsü ile doğar. zevk alınan o insanın hayatına son vermek değil , cesedini görmektir. o insanın acı çekmesidir. ondan üstün olma piskolojisini yaşamaktır. insanlar toplum tarafından ehlileştirilmezse öldürmek onlar için gayet sıradan bir işe dönüşür. kanunların ve ahlak kuramlarının varlığının sebebi de budur. dünya'daki hemen hemen tüm seri katillerin hayatlarını okumuş biri olarak hiç birinin pişmanlık duyduğunu görmedim. bunların hemen hepsi toplum içinde yaşayan , saygın tiplerdi.
cinayet işlerken alınan keyfin kaynağı hakkındaki merak cümlesidir. **
cinayet sırasında alınan keyfin etkin maddesi az endorfin, az dopamin, birbuçuk adrenalindir.
ayrıca cinayet, manyelini doğrultmada sorun yaşayan herifler için iyi bir alternatif haz alma yoludur. keza sikiş esnasında alınan keyif eksiksiz, mübalağasız cinayet esnasında alınabilmektedir.
bir tarihte, taşaklarına aldığı tepik yüzünden geçici süre ile hadım olan bir arkadaş zat-ı âlime yürümeye başlamıştı. götçü olma arefesinde iken bu arkadaşı cinsel haz alabileceği alternatif aktivitelere yönlendirmenin iyi olacağına karar verdim ve onu av bayiine götürdüm.
arkadaş zıpkınla işlenecek cinayetin daha keyifli olacağına karar kıldı ve hava kompresörlü bir zıpkın almaya karar verdi.
dükkandan çıktıktan sonra, ulus halinin konya sokak tarafına değil de, öbür tarafındaki arka sokağında akşam pusuya yattık. gece burada dumanlanan bir kısım ipsiz sapsız, nursuz, uğursuz orospu çocuğunu avlamayı planlamıştık.
ancak şanslı ibneler o gece oraya gelmediler. saat 22.00 civarında 120-130 kg civarında orta anadolu kılıklı bir herif sikini avuçlaya avuçlaya bizim arkasına pusu attığımız zincirli seyyar balık ekmek tezgahına doğru yaklaşmaya başladı.
işin boktan yanı, biz iki dalyarak angut, zıpkının ipini çıkarmamışız. zıpkını da bırakamayız herifin üstünde. ipi de kesemedik zaten, amına koyum çelik olsa kopardı o kadar zorlamaya.
herif bilincini kaybetmiş ancak nefes almak için zorlanıyor ve hırıldıyor kuvvetlice. sokak sessiz. yayılıyor etrafa.
"çabuk" dedim sikerim dalganı... çıkar zıpkını siktir olup gidelim buradan.
arkadaş daha soğukkanlı siki kalkmadığından olsa gerek. işin keyfini sürüyor. zıpkın kemiğe saplanmış kırıldı ucu içerde kaldı.
sonra eve gittik ben banyoda yıkandım, bu fırsatla iki posta otuzbir de çektim. arkadaş ise işi kaptı ya bırakmadı arkasını. halen her pazar avlanır ankaranın dört yanında.
neyse kıssadan hisse anladım ki seksin olmadığı yerde vahşet sikişin yerini alıyor. ne demiş eskiler "yarrak girmeyen yere polis-jandarma girer".
sağlıcakla kalın, iyi dinlenin, arada bir tatmin olun, bunda toplum yararı vardır elbet...
hergün milyonlarca insan ölüyor ve doğuyor. ölüm ve doğumlar birbirini dengeliyor. Allah sadece insanoğlunun aklının ermeyip, güç gösterisi diyeceği bu dengeyi koruyor. ayrıca bir düşün bakalım ya doğumlar aynen devam ederken kimse ölmeseydi? bu konu üzerine düşünmen için sana 'ölüm bir varmış bir yokmuş' adlı kitabı okumanı tavsiye ediyorum.
