yaşam şekli ile savunduğu görüş birbirini tutmuyorsa o adam dürüst de değildir samimi de değildir. davranışları ile konuştukları çelişen insanlar asla dürüst olamazlar.
Kendine nasıl davrandığı ile anlaşılabilir durumdur. Psikolojik deneylerde kendine yalan söylemeyen insanların başkasına da yalan söylemediği gözlemlenmiştir. Buna göre ölçüp, tartmak gereklidir. Fakat dürüst insanlar genelde açık sözlü ve sivri dilli oldukları için hiç bir ortamda sevilmezler. Genelinin zeka seviyesi de çok yüksek olduğu için diğer insanlar kendilerini onların yanında aptal gibi hisseder, bu yüzden uzaklaşırlar. Misal sosyopatların çoğu da dürüst insanlardır.
Ticaret inden. Zorda kalmasından, genişe çıkmasından. Yoksa ilk defa gördüğün adamı şak diye tanıyamazsın. Biraz vücut dilinden birşeyler çıkarabilirsin lakin oda sadece zan olur. Ya onu iyi tanıyanlaran soracaksın yada zamanla şartlar içinde tanıyacaksın. Bu konuda bazı kitaplar var abuk subuk. Onları hiç önermem. Çünki onlara karar vermek içinde terübe ve uzmanlık istiyor.
Gözle yüzle felan anlaşılmaz. Hissetmeyle alakalı. Genel olarak sen içinde ne hissediyorsun karşıdaki kişi hakkında algın nedir? ona bakmak en doğru sonucu verecektir.
Hiçbir zaman, hiçbir şekilde anlayamazsınız. "Seni anlıyorum" demek büyük bir yalandır. kocaman bir yalan. Çünkü Kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz bu dünyada. Var olan en sağlam zırh, insan vücududur. içindekileri en iyi saklayan kasa o'dur. insanın içinde birikenlerin kokusunu dahi yaymaz dışarıya. Deliliğinin kokusunu, anormalliğinin kokusunu duyamazsın yanında gazete okuyan adamın, otobüs durağında. Sadece gördüklerin vardır. Beş duyunun algıladığı kadar anlarsın aileni, sevgilini, çocuğunu, dostunu. Dolayısıyla herhangi bir şeyi, birini anladığına, ama gerçekten anladığına emin olmak olağanüstü bir durumdur. Ve bunun için de olağanüsü bir insan olmak gerekir.